Bir yudum su vermediler,
Boyun eğdi aşk çiçeği.
Bir damla su vermediler,
Boyun eğdi gül çiçeği.
Tomurcuklar sararıp soldu,
Dilberâ, hasret-i rûyunla bu cânım yanar
Yürek âteş, gözümden yaş yerine kan akar.
Kaddün elîf, zülfün uşşâka kemend-i belâ
Gönül tahtın yıkarak cânıma bir nâr oldum,
Bu fenâ mülkü içinde aşka ben üryan oldum.
Giydim aşkın hırkasını, terk ettim nâmûsu,
Sevdamız pak süt gibi bembeyaz,
Aşkımıza leke gelmesin sevdiğim.
Ak Gelinlik giymek tam zamanı,
Aşkımıza leke düşmezsin sevdiğim.
Aşkımızı kaleme alsaydık,
Cilt cilt roman olurdu sevgilim.
Sevdamızı saza dökseydik,
Dilden dile destan olurdu sevgilim.
Çile ızdırap doludur sevdamız,
Yüreğimde yanan ateşin sensin,
Aşkının harıyla kavrulur bu ten.
Ne bir duman çıkar, ne de bir esin,
İçten içe yakar, köz eder beni.
Bir sevda düştü ki, gönül yuvama,
Alev alev yandı, söndürmez çaba.
Mecnun misali düştüm ben derde, gama,
Yüreğimde kor var, köz olur durur.
Mart’ta güller çiçekler canlanır
Kiraz pembe dudaklar ballanır
Tabiata güzel renkler açılır
Aşkın ayı mart ayıdır sevdiğim
İçtikçe yanar cânıma aşkın o harâret,
Bir bâde değil bu, ilâhî bir işâret.
Mecliste döner aşk ile mestânelerin sözü,
Ne tâkat kaldı tende, ne bir karâr yâr, yâr, yâr;
Bu aşkın çilesini çok çektim ey vefâsız yâr!




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!