Gelin canlar bir olalım
Bize bizim diyen gelsin
Sohbet halkasın kuralım
Bize bizim diyen gelsin
Gelsin derviş dizi idiz
Gece kuşları susmuş
Gün ağarıyor, mavi suların ardından
Bakıyor dürbünle mavi, mavi
Kurulmuş yayların serbest bırakılma noktasında
Tek çamın dibinde, kaygusuzca seyrediyor
Zaman yabanıl zeytinlerin arasında salınırken
Kureyş sancılar içerisinde
Bedirin mağlubyeti peşinde
Ellibin altın topladılar
Üçbin kişilik bir ordu hazırladılar
Yediyüzü zırhlı, ikiyüzü atlı, gerisi deve
Kadınlar def çalarak katıldılar cepheye
Ehlî beytin illerinde
Kerbelânın güllerinde
Medine’nin yollarında
Bizleride unutmayın
İki cihan şafağında
İnsanların canavarlaşkığı
Çılgınlığın
Son haddine ulaştığı
Değerlerin bittiği
Merhametin,
Unutulup gittiği
Yaz güneşi ağır ağır doğarken
Seni, Palandökenden seyrettim,
İstanbul…
Çadırım bir çınar,
Altım çimen değildi
Seni düşündüm uzun uzun
Kalem düştü elimden
Ürperdim donuyorum
Saat sesidir çalan
Nabzımda duyuyorum
Ölümü yenemeyiz
SULTANIM
Aşk bahrine dalma derin dediler
Başı ateş, sonu serin dediler
Dik yürüme işte yerin dediler
Yel buradan ne götürür sultanım
Güneş doğar,,güneş batar
Yürek Allah, Allah Atar
Halkada canını satar
Ağla derviş, ağla derviş
Başın yavaş salla derviş
Cılga yoldan çapar adımlarla ileri yürüdü
Gördü
Dört köşe toprak oda,zeminliğin üstü örtülüydü
Denize bakan tarafını kum torbaları korumakta
Göğüs hizası pencereden kuvvetli ışık vurmakta
Havada,ışıkta bu boşluktan geliyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!