Kuş uçmaz,kervan geçmez bir köydedir
Hayata yıldız kadar uzak yerdedir
Gün olur bir hain elinde can verir
Şehitler kervanında yürür öğretmen.
Ankara
Vuslat gelince kapıya,
Ne cebe bakar, ne tapuya,
Tevekkül gerektir bu yapıya,
Yoksa hayat çekilmez olur.
Kederi veren sabrı da vermiş,
üşüyor gecelerim ıssızlığın koynunda
zikre durmuş dervişçe yoğun ve sessizim
ruhum ölen saatlerin son duasında
natamam dünyam, neden mi? -sensizim
camlara düşüyor martın bir cemresi
Vedasız gittin, dönüp arkanı.
Aklım sürüklendi ardından.
Sevda denilen, yürek yangını,
Eksilmedi, gönül yurdumdan.
O gün, bu gün, yaşamadan yaşlandım.
Küs müyüz kardeş,uğramadın yine?
Malum, bu devranda binler dolaşır.
Sevenin sitemi,hep sevdiğine,
İnsan ancak,dostlarıyla,kaynaşır.
Dünya boş,hedefi, muğlak bir yöndür,
Zavallı Ahmet Haşim
Hep uzaktan seyretmiş seni
Bir de kızıla boyamış
Güzel mavi rengini
Oysa koynuna girmeyen
Bilmez havuzun zevkini
Bir zamanlar sevdanla çekerdim sancı
Sonra baktım ki sen,tam usta bir yalancı
Hatıralar ağlasalar da arkamızdan
Oldun artık bana,şimdi bir yabancı
29.01.2009/Ankara
uçtun kuş kanadıyla yüceden yüce
ve kondun yüreğime narince
her saniyemde ince ince
işlersin canıma benim
aşkınla düşürdün beni bir sevince
Beni en iyi onlar tanır
Acılardan sor beni
Sevdayı hançer gibi gönlüne
Saplayanlardan sor beni
Ne arşa ne zemine
Sevmek, acı çekmekse,
Tatlı bir hüzün içinde,
Bir heykelcesine, saatlerce,
Sonsuzluğa dalıp gitmekse,
Islak, sisli gözlerle,
Dünyayı görmemekse,
El Zanzibar: Ritim ve anlam galerisi bileşince üslup adına zengin ve sade tümcelerle duyguların ve hayallerin hakkını vermişsiniz...emeğinize saygıyla 10 puan daima