Bir suna yarini ararmış çayda,
Hepsi birbirine denk aynı boyda,
güzellik asalet hepsi bu soyda
hoyda yarim ninna ninna yar hoyda
salıverin gemileri yüzsünler
Deniz kenarındaki bir yalnızlığın
Tahta iskelesinde
Sonbahar yalnızlığı gibiyim
Özledim seni gel,gel ey can..
Seninle şakıdığım anların
Gönül gözüyle baktım sana
Seni kendime hapsettim.
Bir ışık yağmuru gönlümden
Seni kalbime nakşettim.
Güneşmiydi aydınlatan
Ah bu akşam sisleri pusları,
Götürür de bırakıverir yalnız kuşları.
Balıkçıların ağlarda susuşları
Martıların çığlık çığlığa uçuşları..
Ah bu akşam sisleri pusları
Dem dediğin bu olsa gerek..
Lâzım olan bir sandal ve
Sandala sevdalı iki kürek
Nasıl delice çarpar yürek
Bir elinde yâr eli olmalı
Bu öyle bir hayattır ki,
Yaşatırlar yaşadığınca,
Sevdirirler sevebildiğince,
Gösterirler görebildiğince
Bildirirler ama söyletmezler
Ne kadar kibirli olursa olsun çaydanlık,
Eğilir her sabah bardağın karşısında.
O halde bu kibir neden,bu gurur niçin?
Bilmen gerekir ki olgunlaşman için;
Mütevazi ol, bir kez bile olsa
Geçme gurur kapısından.
Ben mi sana tutsak,Sen mi bana tutsak
Özlüyoruz ayrılsak,olamıyoruz kavuşsak
Bir acayip tutsaklık uzaktan danseden
Ama bir araya geldiğinde geçinemeyen
İki acayip sevgiliyiz biz seninle
Bir kızıl savruluştur bazen yaşam,
Bazen yaşam kızıllıktan geçen rüzgardır.
Bazen bir yalımdır gönüle çakılan cinsten
Bazen bir ömürdür, bazen kısa bir an..
Bir boğaz deniz ver sâki içelim.
Öyle sarhoş olalımki
Yelkenlerden poyraz olup geçelim.
Kıyı kıyı Karabiga içine
Roka ile,zeytinyağı ile düşelim,
Tel tel okşayalım limanın saçlarını
Sayın H.Başaoğlu; Emin olun bir Biga'lı olarak sizin böyle güzel içten şiirler yazdığınızı bilmiyordum.Profesyonel fotoğrafçılğınız yanında şiir yönünüzüde gördüm,Yüreğinize ve düşüncelerinize sağlık diliyorum.Elimden geldiğince sizi takip etmeye çalışacağım.Sevgi ve saygılarımla hocam...