Sema baktı denizin yüzüne
Kendi güzelliğine şaştı
Deniz baktı semaya
Aralarındaki aşktı
Pembe mintanını bürünmüş
Günün günahlarını yükledim güneşe
Yaksın cehenneminde, temizlesin diye
Sevapları koydum kayığa gitti uzaklara
Görmeyeyim de kibirlenmeyeyim diye
Dalgaları bastırdım sakin olsunlar
Yavaş yavaş ayrılacaksın limandan
Peşinde incecik bir çizgi olacak
Ardında günah yükü köpükler
Ufka bakacaksın, özlemin kavuşmak
Güneş veda edecek gündüz sevdasına
Dün giderken ardına baktı
Güne selam bırakarak.
Alemlerde yansımalar
Her şey ıslanmıştı yağmurun ardından
Gönlüm bile ıslaktı sırılsıklam
Düşün öyle yağmıştı yağmur
Aklımı bile sel basmıştı acımadan
Elmas gözlü kız haykırıyordu
Sakin ol oğlum evdesin
Güzellik denizinde yüzerken
Boğulanları düşün
Onlarda boğulmak için düşmedi denize
Buyurun size bir masal daha. Hem de en uçuk kaçığından.
Çocuk Kemer'de çay içinde bağlı teknenin küpeştesinden uzanmış dalgın dalgın suya bakıyor, Akıntının oynaştırdığı yosunların arasından fırlayacak minik balıkları gözlüyor.
Güneş tam tepesinden vurmuş ortamı kızdırıyor.
Gerçi bahar güneşiydi çarpmazdı
Gecenin ruhu yürür caddelerde
Gönüllerin özgürlüğü seferde
Bir gece ansızın aklına düşer de
Kalkıverir gözündeki perde
Bakınırsın çevrene öyle boş boş
Belki bir gün bahar gelir
Bir gelincik açar kırda
Sulara güneş yansırken
Demokrasi gelir yurda
Özlemler bulutlara yüklenir
Bavullar tamam,
Hadi gidelim buralardan.
Dostluğu,sevgiyi biz alalım,
Kurtulalım kalanlardan.
Vakit tamam sanki
Sayın H.Başaoğlu; Emin olun bir Biga'lı olarak sizin böyle güzel içten şiirler yazdığınızı bilmiyordum.Profesyonel fotoğrafçılğınız yanında şiir yönünüzüde gördüm,Yüreğinize ve düşüncelerinize sağlık diliyorum.Elimden geldiğince sizi takip etmeye çalışacağım.Sevgi ve saygılarımla hocam...