Bir ışık parlar karanlığın içine
Sobayı harlar bir ana
Üşümesin diye evlâd ü iyâl
Bir tasta köpeğe sunulur yâl
Burnunu koluna siliverir velet
Bir Bayram sabahıydı geldin
Seni tarttım,seni ölçtüm,seni biçtim
Anladım sonra ne olduğunu ve
İki kesme şeker attım,seni içtim
Her hücreme yayıldı tadın
Anladım ki ben sensiz bir hiçtim
Sahibi olmayan adımların takipçisiyim
Halaya durmuş sokak lambalarına inat
Kar tanelerine gebe bulutların şarkıları
Takıp ta uçuverdiğim kış gecelerine kanat
* * *
Korkuların sindiği gölgelerin demindeyim
Gümüşçay - Biga arasında bir yerlerdeyim
Sanki bitmemiş, yarım kalmış eserlerdeyim
Sen olmayınca film değil sadece boş perdeyim
Söyle sevdiğim,cehennemde mi, ârafta mı nerdeyim
Sözün bittiği, sessizliğin gümbürdediği demlerdeyim
Onlarda bir zamandı be ahiretlik
Bize düşen artık hasretlik
Ömür verilmeseydi bu kadar
Çoktan bitmiştik.
Belki yeniden başlamaktır yaşam biterken
Belki bir gün bahar gelir
Bir gül açar dalında
Yanakların gibi pembe
Ümit dolu bakar yüreğim
Kavuşmak hangi seherde
Belki bir yeni bahar gelir
Penceremde bu gün kışmış
Yağmur damlalarına bakışmış
Bir kaç damla cama yapışmış
Kış pencereme yakışmış.
Kahverengilere karışmış yeşiller
Uzak pırıltılardı bizi kendine çeken
Sonsuz ışığı bulacağımızı varsaydık
Aldanırken pırıltıların albenisine
Göremedik çoğumuz denizi aldandık
Oysa denizdi o parıltıları gönderen
Şavkı da güzel, yansısı da
Nereye koysan güzel bayrağım.
İster al vali konağına tak, ister evin camına,
Sayın H.Başaoğlu; Emin olun bir Biga'lı olarak sizin böyle güzel içten şiirler yazdığınızı bilmiyordum.Profesyonel fotoğrafçılğınız yanında şiir yönünüzüde gördüm,Yüreğinize ve düşüncelerinize sağlık diliyorum.Elimden geldiğince sizi takip etmeye çalışacağım.Sevgi ve saygılarımla hocam...