Şavkımız vursun denize
Sefalarımız olsun gelgitlerde..
Geleceği beklerken güvertede.
Selam olsun veda eden güneşe.
Çardak iskelesinde envanter çıkarırken ışıklar,
Gitmek mi kalmak mı değil sadece şıklar.
Teneşir vakitler kaplar bazen yüreğinizi ya
Güneş bile ısıtamaz gönlünüzün kışını
Canınız yaprak bile kımıldamaz olur ya
Bırakıverirsiniz öylesine hayatın akışını
Solgun renkler senfonisi kulaklarınızda
Ansızın çöküverir sis en koyusundan
Gecenin ayıbını örter her tarafından
Bir ambulans çığlığı yarar geceyi,
İçinde belki sen, belki bir akraban.
Yaşam budur dostum aslında yalnızsın
Ağır ağır çıkacaksın kış gününde yokuşu
Acaba yiyecek verir mi diye içinde bir kuşku
Ya tekme sallarsa seviyormuş gibi yapıp
Son yeşil bölgem sendin
Sende kurudun, soldu yaşamım
Ben şimdi sensizlikte
Hangi yeşile sığınacağım
Nasıl son bulacak ömrüm
Evlenir Menelaos'a gelin gider Truvalı Helen
Sonra gönlü sever, Paris'e kaçar hemen
Truva'ya dönerler, fakat o ne, ufukta gemiler
Tutku masumiyeti esir aldıkça öldürürmüş aşkı
O yüzden miydi gelinliklerin önce kırmızı olması
Beyaz gerçekten o kadar masum muydu ki
Sonraları gelinliklerin beyaza dönmesi
Ya boşanmalarda ne renk olmalı elbiseler
Tutku kalmamış, masumiyet kayıp,
Gün kavuşur ufka
ve bir gemi sessizce alır yol sislere puslara.
Kavuşmanın rengi sarar her yanı.
Dalgalar boğaza UYU der ninni gibi kırışıklarla.
Bir demli çay bardağı kalkar şerefine güneşin.
Kana kana içtim seni denir güne.
Işıklar yanmaya başladı
Gece gündüzü taşladı
Balıkkaya ardına kaçtı güneş
Oturacaksın tombultaşın karşısına
Tamda taş kıyının üstüne.
Şarâbî dalgalar yıkayacak ayaklarını
Midye kabukları mesajlar taşıyacak
Yüzlerce yıl önceki sevgililerden
Ve ölü dalgaların şırıltıları
Sayın H.Başaoğlu; Emin olun bir Biga'lı olarak sizin böyle güzel içten şiirler yazdığınızı bilmiyordum.Profesyonel fotoğrafçılğınız yanında şiir yönünüzüde gördüm,Yüreğinize ve düşüncelerinize sağlık diliyorum.Elimden geldiğince sizi takip etmeye çalışacağım.Sevgi ve saygılarımla hocam...