Körpece bir aşkın ayak sesleriydi duyulan,
İnceden inceye parmak üzerinde,
Dans eder edasıyla gidiyordun.
Kapı ardına kadar aralıktı.
Mahmur gözler ile sadece izlemek oldu gidişini.
Tutmak istedim eteklerinden, son hıçkırıkla,
Hoş git demek isterdim.
Teninin kokusu daha geçmemişti,
Saçların ıslak ve gözlerin nemliydi.
Buruk bir terk ediş sancısıydı.
Masada duran kadeh bile,
Yarım kalmışlığın ispatıydı.
Biliyorum son gece vedasıydı bu...
Anlamamış değildim aslında
Sadece anlamıyormuş gibi yaptım.
Büyü bozulmasın istedim. kim bilir ?
Belki de son anda dudaklarındaki busenin sıcaklığı
Kalbinde ki aşk fırtınasını alevlendirecekti.
Kafanda bitmek tükenmek bilmeyen,
Anlamsız soruları infilak eden bir mayın gibi,
patlatıp yeni bir dünya kuracaktı.
Sadece ikimizin ait olduğu bir dünya ve
Ben sana yeniden hoş geldin kadınım diyecektim.
Gidişin sessiz ölüm çığlığı nidasında
Bütün Kiliselerden yankılanıyordu.
Yaşanmış bütün aşkımız, anılarımız ve
Hikayemiz de ki en güzel günlerimiz.
Bir çırpıda silinip gidiyordu.
Sanki yaşanmış aşkımız pul gibi harcıyordu.
Yinede bir adım bile atmaya
Cesaret etmeyen gururum
İçimdeki volkanı buz dağına çeviriyordu.
Adını, bilmediğim bütün dillerde arıyorum.
Ve Kırgınlıkların geçtiği sokağın köşesinde,
İçimdeki putları yıkıp,
Günahsız ellerimle tutmak.
ve son kez sana hoş geldin kadınım demek istiyorum hoş geldin kadınım.
Sen gitsen bile, hiç gitmedinki benden.
Hep hoşgeldin kadınım. Hoşgeldin
Kayıt Tarihi : 27.2.2025 00:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)