Haykırmak isterdim seni sevdiğimi yüzüne
Ama ürkek bir tay gibiydim diyemedim.
Ruhumu sattım teselli uğruna gecelere
Yaralarım hep kanadı yokluğunla geçen günlerde.
Sitem etmek isterdim sana,
Korkumdan diyemedim.
Özlemin çığ gibi
Bedenime düştüğünde;
Isınmak için seni isterim.
Güne senin sesinle başlayıp,
Gece son kez gözlerine bakıp,
Uykuya öyle teslim olmak isterim.
Batık bir gemiden
Kurtulan son kaptanım.
Ne fırtınalar koptu, patladı gökler.
Ne kıyımlar oldu da;
Off demeden boyun eğdim kaderime
Sevda ve ayrılık türküsü aynı anda
Hiç bekleme beni çekip giderim diye,
Öyle azgın sulardan geçtim ki çok yorgunum.
Sen yanımda da olsan, gurbette de
Ben sana hep hasretim nasıl unuturum.
Hiç bekleme arayıp sormazsam, gider diye
Sükût edersem sevdası biter deme
Sisler ardından dünyaya baktın mı sen?
Bulutlar üstünde
Hayallerinle uçtun mu sen?
Bileklerindeki kelepçeyi usanmadan
Kırabildin mi sabrınla?
Gözpınarlarını isyanlarınla kurutabildin mi?
Ne kamyonlar geldi götürdüler, yüklediler
Benim taşıyamadığım yükleri.
Dönüp bakmadım bile gidenlerin ardından.
Bir sen kaldın bana, çocukluğumdan hediye
Nasıl sarılıp saklamışım seni,
Nasıl doyasıya sarılmışım seninle acılarıma karşı.
Bir peri kızıyım demedim ki sana
Hiç bir umudum gerçek olmadıysa,
Suç benim mi? Kader vardı ya...
Her sevincim gözyaşıyla bitti
Her gülüşüm virgül oldu dudağımda,
Noktası hüzün oldu, hüzün
Kaç kez öldürmeye çalıştım seni içimde
Belki o zaman kurtulacaktım, bitecekti bu işkence.
Her çekip vurduğumda seni
Yeniden, yeniden dirildin.
Bir öncekinden daha diri.
Her katlettiğimde seni;
Yarın senin olmadığın bir gün daha
Yıllardır hep adını anıp durdum oysa.
Nasıl merak ederdim seni bir bilsen,
Kaşını, gözünü, sesini, sözünü,
Kafamda çizdiğim çizgilere sıkıştırdım seni.
Bir gün kapına kadar gelmiştim,
İki emanet bıraktın çekip giderken ardında;
Çok düşündüm, titredim hatta.
Korka korka çıktım karşılarına.
Ellerimi süremedim topraklarına.
Davetsiz bir misafirdim belki onlara.
Ama sessiz sedasız dikiliverdim kapılarına.
Çok teşekkür ediyorum.