Kuz pınara gölge vurmuş
Akşam oldu, gün batıyor.
Boz bayırı davar sarmış
Akşam oldu, gün batıyor.
Çoban sürüyü heyheyler
Ufuk kızıl rengi aldı
Şafak söktü, gün doğuyor.
Şu gönlüme neşe doldu
Şafak söktü, gün doğuyor.
Uyan; rengarenk kelebek
Türk töresi bozuldu
Fark etmemiz geç oldu.
Müslümanlar çözüldü
Her yanımız haç oldu.
Hedefimiz ütopya
Âşıklar da bin bir hâllik
Sorulmadan öğrenilmez.
Gülistanda bahçıvanlık
Yorulmadan öğrenilmez.
Aşık olmak, berrak göze
Durulmadan bilemezsin
Kurşun hızı, bir çift göze
Vurulmadan bilemezsin.
Aşktır, özden öze bakış
Kem insana edep, ahlak, dil gerek
Gönül fethi öyle 'mal' ile olmaz.
Ham mümine ilim, irfan, hal gerek
Müslümanlık öyle 'kal' ile olmaz.
Şair Abdurrahim KARAKOÇ, Hasan’a yirmi tane mektup yazmıştı,
bir tanede ben yazdım, umarım eline ulaşır.
Sen köyden gideli dertler çoğaldı
Böyükler sağ olsun, veriyor Hasan
Muhannete muhtaç fertler çoğaldı
Memleket adına tüm bu olanlar
Sıkıyor canımı, sıkıyor Hasan
Mülteci değilmiş gelip kalanlar
Ensar muhacire bakıyor Hasan
İndi yüksek faiz kırdı havanı
Tatil yeri oldu köyün obası
Kimse koyunları sağmıyor Hasan
Tarlada tapanda neyin çabası
Verdiğin emeğe değmiyor Hasan
Sırtımıza yapıştıkça keneler
Tatlı dili, şeker gibi,
Biri Hasan emmi biri.
Oduna sürer eşeği,
Kiri Hasan emmi kiri.
Altın varak köşke gerek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!