Onlar,
Ölüm vakti şafağa çekilenler
Seherin rüzgarına savrulup gittiler
Onlar,
Gencecik yaşta toprağa ekilenler
serin yaylalarda
koyaklara gönül vermişim
kurt bakışlı kızları sevmiş
uzaklara yay germişim...
güneş hep yakın oldu bana
Anlar içinde bir ansa yaşamak
Bir virgül olup, bir şey diyeceğim,
Kuşun kanadında dağı taşımak,
Aşk işte öyle bir şey sevdiceğim…
Dönermi hiç namludan çıkan kurşun?
Şarkılarda ayrılık
Kızıl kanlar içinde
Ağıt döker yalnızlık
Nice canlar içinde...
Bir var ve bin yoktu
Aşılmaz sandığım o engelleri
Bir martının kanadında geçmişim
Dalgalı bir gül kondurup eylüle
Kıyıda sonbahar, seni seçmişim...
Isınmışım soğuk rüzgarlarında
bu giden son vapurdu
son iftardı son açlığıma
kısa anlarda gizli kader
sahilde öylece kaldım aysılam...
gidenler anlamaz yüreğimi
Siyah beyaz filmlerin zamanında
Eylülden bir gündü
Vedalaşıp ayrıldık…
Kandan bir köprü kurup
Caddeden karşıya geçtin önce
Kalbimden, kalbinden irtifa kaybı
Yiğitler meydanında bir er idim
Boynu bükülmüş, yüreği yaralı
Güçlüydüm bir zaman, sanki eridim
Canımca sevdiğimden ayrılalı...
1987
Kıyamet hedefte sallanan belki
Bir çelik yaydan çıkmış gider zaman
Sazlar çalınsa sonsuza, kırk telli
Ne önce, ne de sonra biter zaman...
Yaşlısı bilir elbet kıymetini
Biri yaşımı sordu bana
Söyledim sinirlendi? ..
Neymiş efendim,
Alay edemezmişim...
Alay eden kim
Benim yaşım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!