Vanası açılmış alafranga özlemlerin barajısın.Sensizliğin türkülerini okur uzağın bülbülleri.
Gül halin mendil mendil işlemiş ıslak gözlerime.
Nakış nakış sevgiler büyüyor çözümsüz kalışlarımda.
Terk edilmenin doruğunda değilim, sensizliğin uçurumundayım.Karçiçeğinden yar bağrımda açılmışsın.
Bu soğuk anların sihrinde, tutkularımın iç cebinde sana karşı yeni sızılar araşır.
Aşk tutkunun gözünde kendini görür. Sana olan isteyişimi özetler .Fotojenik kaldığın senli doğmayan günlerin tam ortasın dağ kuşun öter bahtıma.
Bombalar oyuncağımızdı doğucan
Gişe rekorları kıran filmler yerine
Cesetler izlerdik
Rock müziği yerine
Silah sesi dinlerdik
Cin yerine
Adın düştüğünde gönül sözlüğüme
İçimden mağmalar üredi soğuk yalnızlıklara
Ferhad’ın deldiği dağı yok ediyor sana gelişlerim
Ki son gelişimdeki çöllerden sen ırmağı akınca
Dünya güllük gülistanlık
Ama sen güllere su sunarken
soğuk anların girdabında gitar çalıyordu elini tutamayan ellerim
seni çalıyordum hani o bana baktığın anı
sen çalarken üşüyen bedenime sarılıyordu şarkıların efkarı
hatırsız son günlerin güneşi batırma anındayım
efkarın kürdi haliyim biraz benden çal bu gece
acımasızlığın fotoğrafını çekiyor sensizlik halim
İçsel Tutuluşun Tutunuşu
Hayrettin Taylan
Kurtuluşundaki destansı kurlara okundu yüreğim
Kavların Kaflarımı kavurunca içsel sevisel göçümde
Bir yüreğin hissediş türküsünde çalınıyordun
Gözler özleme takılır önce…
Bakışmaların yalınç esintisinde anılır her şey
yüzlerce kalbi atışına denklem olur ali sevmeler ani anmalar
Yekun olur tikel arzuların istemlerine
Hayat terkedilmiş ayrılığın sevgilisinde buldu bulamadıklarımı
Sevgilim süt satıyordu bilginin ineklerine
Bense yoğurt yiyordum yiğitlerin cirit attığı atmacalarda
Bir şehrin orta şehrinde şehriyeler satıyordum şehriban’a
O bana aşkından sızılar sızlatıyordu deşifre ettiğim her şeye
Güzellik yok oluyor üstünlüğün atardamarlarında
Hey ayrılık! yıka yüreğimi tut ellerimden yık sensizliği
Sevdiğimi kara gönüllerin başkentinde bıraktım
Kırk gün kırk gece ağlıyorum yalvarıyorum yüreği taş leylime
Ey kırgınlık! acıların tüm çeşnilerinde doğan vislina böcüğüyüm
Çaresiz
Suçlu
Şimdi kendime yeni bir ekvator çizdim sınırsızlığın çizgeçleriyle
Tasaların tohumları büyülü kinlere kirve oluyor
Sünnet oluyor gavur hiddetlerimin şiddet severleri
Azımsanan bir gelecek gelin oluyor gelişemeyen gidişlerime
Gidişiyorlar gidişlerim
nil kadar berrak gün kadar güneşe Duy Ey Nil,Ben Fırat
iki ölünün ucurumda yakaladığı son yaprakta yazıldı hayat
ömrün tam orta şehrinde unutulmanın imansızlığı başladı
ruhun üşümesi ayrımsı kokular ve yakınsıyı özleyen özler
gidenlerin ardında artçı hevesler ve özlem dolu nefesler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!