Ruhumuu sarmayalayan s’ancıların kuraldışılığına aykırı sözler dizdim.
-Gözyaşlarının sildiği gönül harabelerimde şiirler yetişiyor aşka.
Aşk, şaire okşanmış bir bebek gibi geliyor.
Ağladıkça ben duymadım. Hiç hazır değilim senin için ağlamaya.
Aşk senden tanıdık gelmişti.Damlaların kadar göz rengini tümlerdi acılar. Deli zaman çılgın bir gidiş projesi sunuyordu.
- Sesini duyamadıkça,sarılmadıkça ben ağlarım dize sonlarında.
'O, artık kendini biliyora ithaf'
sağsan yalnızlığımı
emzirsen özlemlerimi özünden
içsek seni ta benden, ta sevdiğim senden
Öznesel Özsellik-1
sana türetilmiş özlemlerin cümlesinde özneyim
s’özümden kitaplar sunuldu bahtına
kendine yenik bir mazinin ortasında sol yanım şiirsel
kalakaldığım sen gelişine kafiyeli
Gönül odama çarpan gözyaşlarının suları,içimde bir kanal açtı.Varışların alyanslarında adını yazmışım,tarihsiz,sınırsız.Bir aşk sınavına hazırlandık, dershaneler, özel dersler, özlemler, stresler her şeyi yaşadık.Kalem kıran, gönül kertmelerinde yanlış doğruyu, doğru yanlışı götürürken,bir gün iki yanlış seni tümden götüreceğine benim ÖSYM de anlamadı.İtirazlar, acılar,kırıklar,bunalımlar, ahlar,vahlar, fayda etmedi.Hatalı soruların belki vardır, belki vicdanın sızısından süzülen derman ,belki bir günlere sığınmak bu gidiş sınavını iptal edebilir.
Oysa sana hazırlanmıştım.Yüreğinin üniversitesinde tutku fakültesini bitirmiş,gönül mühendisi olarak kalpkentinde çalışıyordum.Dünlerimizi yitirdikçe, onca çalışmanın sıvı hali akar imkansızlıklara.Amaçlar akar yıkık dökük kanallarda.Sular savruk gidişlerin her yönüne dağılır. Umarsızlığımız yarın, yaşanmamış yarımlarımıza umman olup coşkusuzluğumuzun dalga kıranlarına ders verecektir.
Gözü yaşlı sorular vardı sınavında. Senin matematik soruların çok zordu. Hangi küme sorusunu çözsem küme küme düşlerinin ven şeması belirir.Hangi üçgenin dik açılarını toplasam sana diklenişimin açısızlığı görülür.Bir tan vakti tanjatlarını toplarken,tan kızıllaşmıştı gidişlerin ona benzerdi. Bir sevdanın “pi “ halindeyim, pay gitmek,payda gelmek olmuşken,hangi bilinmeyen denklem çözecek yeniden buluşmalarımızı.Bir bölme işlemindeyim, seni böldüm ömrüme elde var hep yeni eller. Sen el ilinde, sen bensizlik eliyle huzurunu çıkarıp toplarken yeni mutluluklara bu sonsuz sayı kadar kederli sevdamızın sorunları nasıl bitecek?
Kare köklerini almaya gerek var mı ki köklerine kadar seni tanıyorken,çık açık uçlu sorulardan.Bir havuz problemi kadar mantıksal bir denge yok aşk havuzumuz boşalırken.
Yağmurlu öpüş yağar üst benimize, yüreğimize gelip oturan bulut,onca uzak kalışların nadaslarıyla özlemleşir. Yağarlar yağar, yağmalanmış her anımıza.
Hasretimizde yeşeren acıkmışlık valsı bir günlerimizi vuslatın son basamağına taşır.
gökyüzünün en bilinmezlerindeydi damlaların
nemden, yağmurdan,senden önce aradım
en ince gönül dallarıma düştün aşk diye
2.
seni sevmeye yataklıktan gönül hapsine atıldım
beklemenin namlusunda vuruldum sana
Ruhumun yırtık ağlarına içimin tümcelerini yazdım.Kendi yalnızlığımın kahramanıyım.Düşlere daldığım,dalgalarına yazdığım cümlelerini hangi balık hafızan yedi.Öpücük sularınla düzelt dalgalarımı.Şiir derinlerine büyüler süreyim, susamış içselliğimden akan pınarlarımdan eski yıldızlarımı topla.
Gidişlerin turuncu bağrında taş bağıllarımı bağla,ağla biraz sularıma yazdığın kitapları.
Esintilerin resmi varsa derle beni gayrı resmi çizimlerde, biz aşkın sesini dinlerken düşünüşlerimizin döngüsünde delirmiş özlemler yol açsın içten sevilere doğru.Yazıl biraz, yeteneklere.Şiir kal,dize dize okun bağımlarda.
Anılışları tetikleyen gizli sevişmelerin kafiyesini bulmadan yazılmak,şiir gibi tutkuların hecelerini bulmadan bitirmektir sevdayı.Oysa modern şiir gibi imgelerin yatağından senle çıkmıyoruz.
Anlamlar şölene kurulurken, okunuşlarımız şiirlere tematik ayna olurdu.Seni yazardım,seninle yazılırımdım içimin romanına.
Biz susturulmuştuk ustura uçlu demokrasilerde derin devletin şifrelerini bilmeden en sevdiğimiz, ulusal bilinci artırmak amacıyla bir intihar şölenine sunulurdu.Mevsim kıştı, 28 Şubat bitmişti.Beni en sevdiğim yürek devletinden sürmüşler. Ruhumuzdaki yangın yaşanmamış anların kutsi özetlerine kül olurdu.
Ah Ben Kendimdeymişim Günaydın Bana Esma
Ağlatan Kadın da Ağlar mı ki Aşk
-Bu tesadüfün tespihini çekti -ben sonrası,sen öncesi kadim dostun yüreği ipek boncukları.
-İmamesi sende kalan bir tespitin tespihiyim.Çekilmiş haldeyim, gözlerin hala aynı renge aşk olurken.
Vusli-1
dokunduğumda okundu içimdeki aşk romanı
ben okundum sevi sayfalarında
sen olmanın k’apak arasında sığındım
aşka metim özlemler ekledim
bir buluşmanın ilk cemresi düştü düşlerime
ilk adımında yeşillendi aşk baharım
yazgındaki yazları yaşadım bir bir
bir yaz ile bahtına imza atan sevda aslanıydım
güzel ceylanların nazında ruhunun sazına çalındım
artık her dem senli bir kavdım
Ben artık çekilmişim aşkın alev alev yandığı virane barışmalardan.
Baharı çıldırtan kelebekler gibi güneş gözlerinde gelip kalışlara meyve olup,dal dal yanında hayallere dalmıştım.Ağıtlar yaktı yüreğim gidişinden sonra sana değil,seni bunca seven kendime. Şehri adım adım dolaşıp adını taşıyan çocukları ayrı sevdim.Onlara sana aldığım elma şekeri aldım.Mumlar söndürdüm hayal diplerinde.
Bana çok yakıştırdığın ve aldığın gömleğimi hiç çıkarmıyorum üstümden. Lavanta kokulu vazona çiçekler koydum.Hani,sana çiçek aldığımda gider karşısında oturur sevgimi çiçeklerdin,tutkumuzun resmini çizerdin ya…İşte ben şimdi oturduğun yerde soyun seni çiziyorum.Ama cin Ali gibi,kusuruma bakma,senin gibi çizemiyorum sensizliği.Bazı geceler söylediğin şarkıyı ezberledim,her gece mırıldıyorum.Komşular bile ezberlemiş olmalı tüm apartman onu çalıyor.
Ben seni kocaman sevda okyanusumla sevdim. Gözlerin,sözlerin,sosyal duruşun
Dalgalandırırdı,yitik özlemlerimin her demini.Coşuculuğumun çevrelediği beyaz rüyalarımız vardı.Herhangi bir sevda konuğu değildin artık. Bu yüzden tutkulu ağırlama faslı vardı, baharlarımızda. Ben senin ilk baharını yaşadım,son baharını yaşayamadım.Oysa bir kadının en güzel mevsimi son bahardır.Son baharını özlemlerime sardım,hayallerim yaşayacak gayrı.
Çiçek çiçek açıldığın ilk yüreğimde Gökkuşağı bile seninle renkli paylaşımlarımıza az geldi.Taze bir yaprak gibi yeşilliğinle lal kıldın,beyaz içre beyazlar sundun bana.Mavilerine masiva cilveler ekledin baharın harı arttı ve beni sana kadim eyledi.Pembe bir açelya gibi açık olan tüm sevilerime açıldın. Üzerine ben taneleri düşmüş kırmızı güldün ve kıpkızıl artılarla hep güldün.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!