Kaç Çentik Attım Ağaçlara Sen Gideli
Bir serap gibisin...
Ardından koştukça gece gündüz
Daha bir uzaklaşıyorsun...
Beklemelere gömülüyorum..
Öğrendim
Öğrettiler sevmenin ne demek olduğunu
Gül gösterip nice kılıç sallayanlar gördüm
Öğrendim, öğrettiler
Sevmenin gönül oyalantısı olduğunu
Bana sen söyledin dolu dolu yaz diye
Yürek coştu, kalem coştu yazdım be ecem
Yüreğin yüreğimdir diye yazdın söyledin
Dilim coştu, sözler coştu yazdım be ecem
Kimler neler dedi neler geçti içinden
Yılların yıkılmışlığında iki türkülük yerim kaldı.
Biri sevgiliye biri de dostlara aittir.
Bunların türküsü geceleri iner kelebek kanatlarıyla
Duygu ve özlemlerimde çoğalırlar ışık ışık.
O zaman var olduğumun
Ve yaşadığımın farkına varırım.
Ölümcül yalnızlığın anaforundan,
Ne kurtarabilir ki, ölmenin dışında beni?
Bütün umutların tükenişe durduğu
Bir yaşam evresimidir güz, bilmem ki?
Öyleyse gözlerin aydın ola ağ yar.
Vasiyet mevsiminin eşiğindeyim...
Gece ve gündüz
Siyah ve beyaz bir bakış
Renklerı nasıl da yok sayılmış aydınlığın
Hani o gözlere gülen, binbir renkli çiçekler
Hani o aymaz çocuklar gibi
Gecenin karanlıklarında oynaşan yıldızlar
Seni bana sevgi ve dostluk meleği gönderdi ak güvercinim
Kanat çırptın, yorgun düştün, yıprandın
Yüreğinden vurdular seni dahası
Gönlünü kırdılar, kalbini kanattılar
Nice yalanlar yaşadın, sonu gelmeyen yalanlar...
Sustun, sustun acılarını içine gömerek
Gündüzün evecen koşuşturmasından, gün batışlarına,
Gecenin yenik düştüğü, gün basımına değin
Seni biriktiriyorum imbik imbik, nakış nakış ve dize dize
Sonra adım adım gelişinin, seslerini duyuyorum...
Sessizliğin boğmaya durduğu, gecenin derin bir yerinde...
Aras boylarında bir yürek ağrım
Ağrıdıkça kanar içim can balam
Çağlayanca akıp doldun içime
Sığmadın gönlüme, taştın can balam
Irmağa sığmadın, göle sığmadın
Beklenen yağmurdun susuzluğuma
Yağmadın kaç zaman harıma benim
Hasret kuşlarının kanatlarıyla
Konmadın bir zaman dalıma benim
Keserse sinemi hasretin keser
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!