Yanılmanın korkusu muydu
Duygularıma vurulmak istenen bukağı
Yüreğimi dal dal saran duygu çiçeklerine
İnanmam mı gerekirdi bilmem ki,
Ritmi yitik yüreğim, yanılgılarla mı yitirmişti ritmini
Yalçınları düz yol sanışım mıydı
Düşmeden ilk cemre havaya
Demet demet kardelenler topladım
Güneşleri çağırdım suyuna toprağına yaşamın
Ve sevginin en güzelini kattım yüreğinin kanatlarına
Yüreğimin ta özünden sana gönderdim
Bırakmam ellerini, can bedenden çıkmayınca
Andım olsun sana yar, bu yazdığım bu dizeler
Ay dünyadan vaz geçer de bir gün ırarsa
Bir uydu gibi dönerim, özleminin cazibesinde
Yüreğim sana adaklı, tutuklu kaldı sevdam sana yar
İki Türkümün dost yanı tınılamaz oldu.
Duymaz oldum IŞIK KUŞLARI'mın sesini.
Sevda bir yanardağ
Magmasında bir yürek kavrulur
Haberi yok.
Artık
Gecelerin gülemeyen yüzlerine, bir tül çektim
Kapattım penceremi, gece yalnızlığına
Işığı vurmayorsa içeri, güneşimin, ayımın
Dünya canlı imiş, cansız imiş artık ne umurum
Mavi umutlara açılan, bütün yollar kapandı
Her geçişte sokağından biraz daha tükeniyorum
Perdeleri çekilimiş
Işığı yanmayan evinizin yalnızlığı,
Suskunluğu kıdım kıdım eritiyor beni..
Yol bellemişim gelip gittiğin sokakları
Ey şehit sana!
''Askerlik yan gelip yatma yeri değildir'', dediler..
Hangi yanına yan gelip yatmıştın
Dağda, bayırda, yağmurda karda ve boranda...
Hangi yanını dayayıp taşa, kayaya
Yan gelip yatmıştın...
Kanıma girdin Bengisuyum süzüle süzüle… Kanıma girdin de ığlım ığlım, kan çekişiğim oldun. Oysa ne yoluna durdum, ne önüne çıktım… Yeğlemem böyle düzeysizliği. Sevinin kişilikli, onurlu ve soylu olanını severim ben. Yürek beklentilerimde bu soylu davranışa ve anlayışa yer verdim yıllardır…
‘’Yiğit bin yaşar, fırsat bir düşer’’ deyişince, öyle bir düştün ki duygularıma.. Yavaş yavaş, ıpıl ıpıl… Albeninizin akışkanlığına karılıverdi duygularım… Susuzluktan çatlamış bir toprağın suyu emmesi gibi… Usul usul, sindire sindire kayboldum duygu denizimde….
Şarkıların, türkülerin, şiirlerin en güzeli gönüller de esinini sürdürendir, derler. Seven yüreklerde umutları diri tutan, tazeliğini koruyan da budur belki de.. Sevi balkımalarında bu duyguları yaşamamak ne mümkün. Aslında, ya bir arayışın, yada bir umutsuzluğun ekini değil midir, düşleri gönül ocağında çıngılayarak içsel yangını oluşturan giz…
Yalnızlığın deli bunu çöküyor içime
Sokaklara, caddelere salıyorum kendimi
Katarı hiç bitmeyen yollar geçiyor içimden
Kaldırımlara ileniyorum
Bir izbe gibi çöküyor ayak izlerim
Yaşamın evecenliğini sırtlamış kaldırımlara
Kaç zaman, kaç ay ve mevsim oldu bilmem ki...
Ya bir gün, bir saat, bir dakika geçirmişiz...
ya da yılları peşpeşe ipe dizmişiz gibi...
Bunca zamanı ben hep yıldızlarla visal kurdum,
yıldızların kay kay oyunlarına dalıp gittim
Ay doğmuş, ay batmış, hilale dönmüş, dolunay olmuş..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!