Adı konmadık bir düşünve sevi öyküsünün serüvenindeyim. Gönlümün tuvaline çizdiğim bir mavi derinliğin yolcusuyum.
Enlemi boylamı bilinmeyen duygusal bir gizin magmasındayım. İçin için devinen bir dirençle, yangısını sürdüren bu serüven sürer mi son çığlığıma değin...
Her anım, her yanım içli yangınlar içinde bir kor yığını. İçim dışım hüzünün, özlemin ve acıların harmanı... Oysa, sevi yörüngesine teğet geçen yabansı, soğuk ve güven vermeyen nice yıldızlar, nice göktaşları var... En alımlısı, gözlerimi albenisinden alamadığım Çolpan, nedendir ki uzak durur... Saklar kendini gecelerin kuyulaşan ötelerine...
Son bir kaç yıldır değişim bombardımanı durdu. Belliki ülke ve halk yığınları baştan başa değişti.
Adına uygarlaşma denilen zımbırtı bizlere neleri kazandırdı ve neleri kayıp ettirdi irdeleyen çok ama, ya çözüm...?
'' Sende herkesi seviyorum. Seninle bütün evreni seviyorum'' diyen birine karşın '' Bana ne herkesten. Bana ne evrenden... Ben kendimden başkasını sevmiyorum...'' kişilerin mukayesesi yapılsa acaba hangisi daha çok çıkar dersiniz?
''BİR ÇAĞ Kİ, YILLARCA KARANLIK NE ZOR
HER SOLUĞUM İÇLİ BİR AH OLUYOR
TAN GÖRÜNDÜ SARI, YEŞİL, KIZIL MOR
TANRIM SANA ŞÜKÜR SABAH OLUYOR''
Sen kuş tüyü sıcaklığında uyuyorsun, masmavi uykudasın...Belki de perice güzelliğinle aynaları kendine tutsak alıyorsun... Yada kendinden öte bir gökçe güzelliğin kavramını, bir çiçek demeti gibi gönlünde
Geldin de yanık, yıkık gönlümü yine gülşen eyledin.
derinliklerinde bir dünyanın kurulup,
bir dünyanın paramparça olduğu
buğulu düşlerime umut ışıkları serpiştirdin...
yeniden can verdin; titreyen adımlarıma...
nemlenen gözlerime yeniden güç verdin...
Bakışları sen olan,
Yeni,yep yeni bir dünya kur bana gözlerinde.
Sorularla cevapları sadece sevdamız olan birbirine...
Mümkünse zamanı sonsuza uyarla,
Öyle bir uyarla ki,
Varsın inanışlar ve karşısında her şey yenik düşsün
Nice kara gecelerin suskunluğunda
Yine kuşlar uçuşuyor uzaklara, binbir umut yüklü kanat kanat…
Kara vaktin sağırlığında ölüşler yaşayan ben
Sevgi ve umutdan yana…
Tekmil sevgilerin anlamı ilmek ilmek yüreğimdedir yine.
Yüreğime sıcacık bir sevda şiri damlıyor, altın sarısı, özü gökmavisi...
Gökçe sözcüklerden bir şiir...
Ve bir alkış mırıldanıyorum gönlümün burukluğunda...
''Tanrı seviniz dedi ''
Sevdim...
Ama, herşey gidiyor...
Kanarcasına yalın ateşe yürümektir sevi. Bir bakıma güvercin kanatlarıyla geliyordu sevinin çağrıları mısra mısra... Böyle işte...
Buraları yağmursuz kalmazdı, yağardı yaz olsa bile... Oysa sonbahardayız artık yağmurun damlası bile yok...Ve nice geceler uykularımızı ekmek bıçağı ile bölüp paylaşarak, visal sağnaklarında nasıl da sırılsıklam olurduk..
Anımsadın mı? Şarkılara-şiirlere bir bir kulak verişimiz vardı ki...Yoksa unuttun mu?
Az önce pencerimi açarken gece uzun siyah ipekli şallar gibi odama nasıl da sağılıyordu ve nasıl da uyarlanıyordu tan basımlarına...Titriyor ve epriyordu gece...Tatlı bir sabah yelinin akışında yorgun gözlerime, sevgilinin saçlarını omuzlarına aşağıya salışının gecesi çöküyordu...Aslında sevgiliyi düşlemekten, sevgilinin saçlarını her çözüşünde tan basımına ermenin mutlu yorgunluğu düşerdi gözlerime,
Erdek iskelesindeyim, seni bekliyorum
Gün batımı Marmara
Ufuk al kor olmuş alev alev yanıyor
Ve iskelede ben yanıyorum...
Ah! bir bilebilsen
Bir dost tanıdım,
Bir dost tanıdım ki,
İstanbul’un handan yüzü, hanım yüreği
Gül ay’la bezen miş, mevsiminin en gözdesi
Sarmış şiir yürekeleri mavi mavi dost diyerek
Menekşelerin en seçkini, Menekşelerin en güzeli
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!