Güneşi kutuplardan
Yıldızı gözlerinden derlemek isterdim sevgiyi
Kararan umutları beyaza çevirip,
Çiçekli bahçelerde demli bir çay içmeyi,
Ay ışığı senfonisinde sabahı düşlemek isterdim.
Hüzün olmayan gözlerden,
Sevgi geniş zamanlara yayılan yaşama biçimidir.
Böyle yaşadıklarımızdan öğrendiğimiz çok şey vardı.
İç çekişlerde ateş çemberi içinden geçmişizdir.
Ya da bir gül bahçesinde dibe vurmuşumdur bazen.
Uzak oluşlarımızda çareler çaresiz, sorular yanıtsız kaldı.
İçim kanatlı sevinçlerde bu gün.
Akdeniz ise mavide…
‘Susma’ dedi yüreğim.
Durma, bağır çağır seslice.
Koş koşabildiğin kadar.
Gücün, soluğun yettiği yere kadar “sev” diyordu.
Öyle durgun ve sessiz olduğuma bakmayın
İnsanlar savaşırken, saçlarımdan incecik bir kan damlar toprağa.
Yüzyıllardır duvar diplerinde vurulurken insanlık, bu coğrafyada ne acılar çekmişiz.
O acılar ki bir orman yangını olur, büyür içimizde.
İnsanlar savaşırken, saçlarımdan incecik bir kan damlar yüreğime.
Masumduk hepimiz;
Saf ve temiz duygularla büyümüştük.
Analarımız yün ve pamuklara sarıp sarmalarken, sokaklara ilk yağmurla kar düşerdi.
Ninelerimizin anlattığı masallarının başkahramanı olurduk hep.
Çok sürmezdi;
İyiler kazanır, kötüler cezalandırılır, hilekarlar hep kaybederdi.
Mavi Kapı
Hayat kokardı çocuk denizlerim
Yağmura bürününce şiirlerim, yüreğim üşür.
Önce su olurum sonra toprak.
Yalnızlar rıhtımında savrulunca yaprak yaprak
Irmaklar gecelerin ay ışığından sızıyor
Boyamaya soyunuyoruz şafaklarda aydınlığı
Mecruh renkleri tutuşmuş
Alev alev karanlık
Güller lal kırmızısı
Şiirler kifayetsiz kalır
Aforizmalar
Güne mavi-yeşil düşlere uyandım.
İçimdeki maviye düşkün çocuk “gülümse” dedi usulca.
Kuş cıvıltıları tüm seslerin ötesinde..
Antakya’lım uzat ellerini. Barış kardeşlik zamanı şimdi. Ayrı gayrı olmak olmaz. Kanımızın rengi aynı… Yeter ki yüksekler düşlerinin rengi olsun. Dokunduğun topraklardan bereket fışkırıyor, bak. Altınözü'nden Reyhanlı'ya, Kırıkhan'dan, Hassa'ya, Belen doruklardan ovalara, Akdeniz'e… Maviye, yeşillere bak.
Antakya'lım merhametli ellerini uzat. Birlik dirlik zamanında, uzatılan eller çevrilmez geri. Habibi-Neccar Dağlarından seyreyle dünyayı. Bil ki ayrı gayrı olandan hayır gelmez. Düğünler, şenlikler, bayramlar senin için. Çınar altından Uzun Çarşı'ya, Asi’ye, Denizciler'den, Sarıseki'ye, Doruklardan Arsuz'a, İskenderun’a, Akdeniz’e bak.
Antakyam, bütün duaların kabul edildiği şehir... Yükseklere bak, düşlerin büyük olsun. Önce sen inanmalısın buna. Eylül hazandır çabuk geçer. Bilinir ki, hiçbir savaş barışsız olmaz. Barışa yakılan meşalelerin aydınlığında, Harbiye'de, defnelerin gölgesinde durup bir soluklan. Samandağı'ndan Çevliğe, Yayladağı'ndan, Halep'e, Şam'a bak. Her yerde yangın, gözyaşı, Her yer kan-revan içinde…!!!
Antakyalım iyiliği, barışı, yaşamın merkezine koy. Zamanın kanatlarına takılmış olabilir uçurtmaların. Evinden, şehrinden, doğduğun topraklardan uzak olabilirsin. Olsun. Asma, Zeytin, Portakal dallarına tutun. Toprağa diktiğin zeytin, defne, çınar çam ağaçları gibidir özgürlük. Bu dağlara attığın tohum, saldığın kökler senin. Payas’tan Kale'ye, Erizn İçmelerine… Dörtyol’dan İlkurşun Anıtına bak.
Antakyalım, bir tarihinin kucağına doğduğunu unutma. Köklerin çok eskilere dayanır. Gördüğün dağlar, tırmandığın doruklar, ovalar senin. İşlediğin toprağın her karışında senin alın terin var. Menekşeler açan yüreğinle, gâh gülüp gâh ağlamışsın, ne fark eder. Derin kökler salmışsın dört bir yana. Amik Ovalıysan, Amanos dağının dizlerine yasla başını. Hataylı isen hayalin büyük olsun. İskenderun, bakire kızın incili gerdanıdır. Akdeniz'nin koynunda, ışıl ışıl bak.
Antakyalım, kök saldığın yerlerde dur. Veyahut bağbozumu zamanlarında, bir Antakya masalı anlat çocuklarına. İçinde bütün renkler olsun. En mavide olsun Akdeniz… Ayşe’yi, Hanna’yı, Fatma’yı, Heleni’yi… Reyhanlı'lı Meryem Hatun'u, Altınöz'lü Akil Sakt'ı, Samandağ'lı Cemil Hayek'i, Dörtyol'lu Karahasan Paşayı, Kara Mehmet Çavuş'u anlat. Hiçbir savaşın sonu barış olmadan gelmez.
Yüreği sevgilere yelken açan,
Gözü tok gönlü deniz ey gönül dostları,
Kabul buyurursanız bende ben de varım.
Yüreğimin hüznü, tedirginliği eski bir hikâye.
Beni de beni de duyun.
Şiirim, şarkım öykülerim…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!