Dallar ve saçaklar nakış nakış
Hükmünü sürüyor amansız bir kış.
Beyaz bir alevle dünyayı yakış
Kavurdu soğuklar baharı özledik.
Bir yağmur var içimde,
Ha yağdı ha yağacak.
Bir başlasa
Kırkikindi sürecek.
Bulutlar yığın yığın
Tam gönül kapıma durmuşlar,
Etmeyin bunu elmas topuna,
Öğretmek adına, eğitmek adına.
Salıverin yaşasın kendi başına,
Etmeyin bunu elmas topuna.
Bu sevda bir boranmış
Meltem değil.
Bir deprem, bir afatmış
Kıpırtı değil.
Çileler kahırlar bitmedi
Kimi arabasına binemedi, üç beş gün kardan,
Kimi evde kaldı, duman tüttü efkârdan,
Kimi şükür namazı kıldı, gündemi yakaldı,
Yağışımız güzel oldu, hak saklasın nazardan.
Lale mevsimi geçti de
Lalezardan haber gelmez.
Umut eker hasret biçer
Gönül vuslat bekler durur
Çaresizlikler içinde.
Ne doğan günde bir müjde var
Hercai menekşeyi bile kıskandırır,
Ürkütür, tüm gülleri gülüşün.
Masal gözlerin mest eder,
En içten bestelerle çağırır aşka.
Yine de bir eda var ki;
Rüyadan uyandırırcasına gönlümü
Afganlı, Pakistan’a mülteci
İranlı Türkiyeye...
Iraklı İran’a Türkiyeye
Türk;
Almanya’ya, İngiltere'ye, Amerika’ya mülteci....
Hepsinin hali belli de:
Sevgini nakşetme yanık bağrıma,
Kulak veren bir sen oldun, sessiz çağrıma
Sevdalar yeşerdi hiç yoktan yarına
Ermeden tamama bırakma artık.
Demedim anladın, demedin bildim,
Mevsim kış
Yıl iki bin üç...
Türkiye’de kar var
Bembeyaz tertemiz
Irakta ise kum
Ve;




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!