Afakanlar basmış her yanımı
Gelmeyin üstüme sakın
Kapanmıyor pancurları gözlerimin
Kaçıp gitmiş uykularım
Suratım mahkeme duvarı
Canlanmıyor duygularım
Fırtınadan önceki sessizliği ısıtıyordu güneş
Ve durgunluk çökmüştü caddelere
Birden bire parladı yüreklerdeki ateş
Varoşlardan sel gibi akarak yola
Ve yüz binler yürüdü kol kola
Sessiz ve derinden kükreyen öfke
Öldü ölenler
Kalanlar azaldı
Her yanı yapmacık bir başkalaşım sardı
Yaşam eskiden de vardı
Ama şimdi
Ne tuzu ne de biberi kaldı
Sevdali oldim sana
Gel tut tedum elumi
Tönip pakmadun bana
Kirdin inca beluni
Şimdi ne teyuşti da
Sahipsiz bir ülke gördüm sana yakın bana Irak
Kaçmış bereketi gitmiş altı çorak üstü kurak
Bir millet neden çiğnetir onurunu anlamak zor
Yazacaktır bunu tarih aleme ibret olarak
Medet ummuş neft yağından kopmuş ilimin bağından
Denizde bir balık olsam açılsam enginlere
Yüzüp gitsem bu diyardan dalsam en derinlere
İki yüzlü insanlardan sıkıldım bıktım artık
Okyanusta damla olsam kavuşsam serinlere
Yunuslar yoldaşım olsa tutsalar kollarımdan
Yemyeşil ağaçlarla çevriliyken yamaçlar
Kumsalda sere serpe yatmaya ne dersiniz
Berrak ve durgun suda yüzmek ise keyfiniz
Daha ne durursunuz gel diyor ölüdeniz
Güvercinler misali kanat çırpıp barışa
Ey benim koyun yüzlü öküz gözlü insanım
Kısılırken ücretler enflasyon düşük diye
Zamlanıyor fiyatlar papuç pahalı niye
Gene de gıkın çıkmaz kuzu kuzu beklersin
Seni ben tarihlere örnek diye yazarım
Aşık veysel bilir tohum yaprağı
Sadık yari olan kara toprağı
Uzun ince yoldan gitmez boş yere
Dönmese de ne gam girmiş kalplere
Yunus emre malı mülkü neylemiş
Havada bulut
Sen bunu unut
Suyuna tirit
Neyine yetmez
Pire ile bit
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!