1942 yılında Amasya’da doğdum. 1976 yılında Ankara’da Matbaa 76’yı kurdum. 1994 yılında Amasya’ya taşındım, mesleğime burada devam ettim ve burada emekliye ayrıldım.
yeşil suların dut ağaçları
yaşam verir zamana
örülür kozasında ipekler
ipekler çeyiz olur narin ellerde
cumbalı konaklarda gergef işler
yaşlı ve yorgun konaklardan süzülen
dingin kahkahaları
silueti yitik
umutları ve aşkları
taşır Yeşilırmak
hüzünlü bir ezgi gibi
Bir nehir akar usul usul
yüzer sevdalar sularında
dökülür göz yaşları
kıyısındaki konaklardan.
Ay suya değdiği zaman
Şiir kadar güzel kıyılar
kıyılarda geçen anılar
Sevda dolu bir aşkı anlatır
Bitip, tükenmeyen şarkılar
Korkunç çığlıklarıyla uçuşur
Babam
babam bir hamaldı
dünyanın yükü üzerindeydi
ben, kardeşlerim, anam
Eros'un okuyla vurulduk
ey sevgili
duymaz mısın
yüreğimizden, yüreğimize
ılık bir şeylerin aktığını
yaşlı, genç
buluşur orada
gözler mor halkalar halinde
teselli arar
kırmızı kadehlerde
Kırların bir başka güzel
vadin bin ömre bedel
gönüllere güzellik veren
Yeşilırmaktır canım AMASYAM.
Al al elmalarınla
döner göçmen kuşlar,
coşar, ırmaklar çağlar,
sürer sürgünlerini ağaçlar,
bahar gelince.
güller tomurcuklanır,
Günün şiiri olması gerektiğini düşündüğüm bu şiirden anladığım, yetimhanede büyüyen yetim bir çocuğun, rüya görmeyi, kederi ve umudu bilmeyişi, yetimhanenin taş duvarları arasında yaşamının bir tükürük izi kadar değersiz oluşu ve bu taş kanatlar nereye savurursa oraya gidişin bir mecburiyet olduğunu ...