Karıncanın ayak sesini duyup
Ayak izlerini seyre dalayım
Karanlıklar ile son kez uyuyup
Toprak kokusunu içe alayım
Bitsin isterim bu aptal taşkala
İşte gidiyorum ben, bedenim sende kalsın!
Resetledim her şeyi, anımı siliyorum!
Elin sallamadan sen, azrail ruhu alsın!
Son kez bir kadeh meyi, soluksuz diliyorum!
Döndü dolaştı başım, gidiyorum biidrak!
Gözlerdir etrafı kolaçan edip...
Gözler, hakikatı arar sanırsın.
Gözlerine bakıp gözden tanırsın.
Gözünden bir yosmanın aldanırsın!
GÖRMEDİM HİÇ KİMSE? TAPMAZ BİR GÜCE!
ZALİMİN, MAZLUMUN İLTİCASIDIR.
GÖĞÜSTE BİR SESE; DİLDEKİ HECE
GİDİP GELMENİN BİR NETİCESİDİR.
Bağımız bahçemiz evimiz vardı
Neşe sevinç oyun her yer gülistan
Bir sabah gök yere yer göğe vardı
Bir kızıl kıyamet her yer kabristan
Çıktım mağaradan gördüm ateşi
Dağıttım külleri bir dağ başında
Görüldü görünmez o dev güneşi
Kusmuk kursakta döktüm aşın da
Hasan Dayımın Anısına
Çığlıkları duyar mısınız hala
Altı yönden gelen kırmızı sesler
Olmadı okuyan duymadık sala
Onlarla birlikte gitti hevesler
Hayat, bir damla kan bir anlık nefes!
Anı dem aralıksız yaşıyoruz!
Aya giden, yaya gidenler herkes!
El ele kainatı aşıyoruz(!)
Hayat bir kavga, yoruldun mu? Barış!
Bulutlar kan damlar topraklar üzgün
Susacak bülbüller güller solacak
Gök kubbe yıkılıp çökecek bir gün
İlimler irfanlar hayal olacak
Bir yaprak hep düşer sessiz dalından
Yeşil sarı kuru bir de savrulmak
Kahpe kurşun vurur masum alından
Bebek genç ve yaşlı bir de kavrulmak
İşte geldi Şair Her şey Aşka dair