Ölümdür, nas'ı hayata bağlayan!
Yoktu, var oldu; yok olup var olacak!
Hicran yok! Olmasın matem ağlayan!
Çiçekler, güller artık hiç solmayacak!
Gözler hep seni arar
Gönül sana pervane
Sarhoş akıl bikarar
Tam bir deli divane
Hayat suyum gözyaşı
Gölgesi olayım düşüp ardına
Aklımı, kalbimi, ruhumu alsın
Kalmasın artık hiçbir şey yarına
Bütün benliğimi yoluna salsın
Düşe kalka sürdüm sonsuz izini
Ne söyler? Yalnızlık sana:
Ipıssız, sessiz bir sahra!
Çaresiz, yaşlı bir ana!
Yatıyor, bulanmış kana!
Etrafı örülmüş duvar!
Nedensiz Ne'den sır Kendi eşsiz
Ey apaçık Burhan mekansız peşsiz
Nereye yönelsem yoksun cephesiz
Acziyet nimettir şeksiz şüphesiz
Binmeden sırtına hiç yaslanmadan
Gölgesine girip "olmak" birinin
Ne mümkün sulanıp hiç paslanmadan
Selam durmadan bir ölü dirinin
Devşirmiş içinde yoktur bir kendi
NERDEN BAKARSAN BAK! ÇIKMAZ SOKAK ÖLÜM!
ARDIM ŞÖYLE DURSUN GÖRÜNMÜYOR ÖNÜM!
Sanma geçmez bu halimiz
Ölen de bir kalan da bir
Geçip gitti ahalimiz
Ölen de bir kalan da bir
Dertler sardı her yanımı
Şakakta namlu, parmakta tetik var?
Kokuşmasın beden! Önce karla sar!
Ne ilk gelen; ne son giden yolcu bu!
Yok bir rengi! Ne sağcı ne solcu bu!
BİR ÖLÜNÜN GÖZ YAŞLARI! YERİ ISLATMAZ BİLİRİM!
YETİMİN YENMEZ AŞLARI! ATILMAZ SATILMAZ KİNİM!
İşte geldi Şair Her şey Aşka dair