Gece çökerken İstanbul’un omuzlarına,
Direksiyon parmaklarımın ucunda,
pencereyi açıp sana baktım usulca
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü…
Asya'yı geride bırakıp
Şimdi üzerinden, Avrupa'ya geçeceğim,
Gece çökerken İstanbul’un omuzlarına,
Direksiyon parmaklarımın ucunda,
pencereyi açıp sana baktım usulca
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü…
Asya'yı geride bırakıp
Şimdi üzerinden, Avrupa'ya geçeceğim,
Galata’nın taşlarında eski bir fısıltı dolaşır,
kaybolacak gibi değil;
Yedi asırdır taşlara sinmiş o serin nefes
hâlâ yankılanır duvarlarda.
Kutsal Haç Kulesi derlermiş adına o vakitler,
zaman, isimleri değiştirip ruhları aynı bırakmayı sever ya,
Gazzeli masum çocuklar…
Gazze’nin dar sokaklarında
bir avuç nefes arıyorlar,
Gökyüzü diye baktıkları yerde
Demir bir uğultu var şimdi,
Her yankısı bir çığlık,
Sen bakınca dünya yavaşlar,
Rüzgâr bile usulca yürür peşinden.
Sanki gözlerin, geceye söz geçirir,
Yıldızları bile mahcup eder.
Senin bakışın bir suyun akışına benzer
Sessiz, berrak,
Bir güzel akşam üstü ince bir yağmur yağar
Hava çok soğuk değil mevsim ise ilk bahar
Çiçekler henüz açtı koku sarmış etrafı
Güzelliklerle dolu vatanın her tarafı
Karamsarlık yok ,
Hasret lokmasını umuda katık ederek,
Güneş daha güzel doğacak umuduyla yarınları bekliyorum,
Güzel ve mutlu yarınları,
Yarını gözlemek mi, eskiyi özlemek mi?
Bilemiyorum.
Herkese tepeden bakan lkardeşim
Nezaket nerede siz nerdesiniz
Nifak tohumları eken kardeşim
İnsanlık nerede siz nerdesiniz.
Yanına geleni bile sormazsın
Bin dokuz yüz on dokuz doğum yeri Bulgurlu
Yağız bir delikanlı adı Hamit Fendoğlu
Halktan, milletten yana yürek sevgiyle doldu
Halk öyle çok sevdi ki namı Hamido oldu
Yiğitlerin yiğidi delikanlının hası
Gönlü hizmetten yana memleket sevdalısı
HAYAT!..
Sürprizlerle dolusun sen,
İnan korkar oldum senden!.
Yüzüme gülen de sensin,
Istırabı çektiren de.
Şu an bir şaka gibisin,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!