Bir güzel akşam üstü ince bir yağmur yağar
Hava artık soğudu. Ekim ayı, Sonbahar
Mevsim Hazan mevsimi sarartıyor etrafı
Aydınlanmalı artık vatanın her tarafı
Belki Akçadağ'ın en güzel köyü
Doğup büyüdüğüm köy Demirciler
Temelini atan demirci soyu
O soydan geldiğim köy Demirciler.
Çocukluğumda hep seni sorardım büyüklerime.
Dipsiz çay..
Nereden gelir nereye gidersin diye..
Hele o bahar ayları yok mu?
Korkardım yanından geçerken..
Senin o heybetli sesinden...
Bin dokuz yüz seksen ihtilalinde
Evinden aldılar dokuz fidanı
Hepsi gencecikti kendi halinde
Baharından aldılar dokuz fidanı.
Yıl 1938, on Kasım, dokuzu beş geçe.
Desenli bir tül gibi sardı her yanı.
Hüzünlü günlerin hazan mevsimi!
Mevsimlerin en unutulmazı.
Bir on Kasım sabahı!.
Sabah gözlerimi sana açardım
Yürürken, koşarken, otururken..
Hep seninle olurdum,
Gözlerim yollarda, özlemle gelişini beklerdi.
Seni bir kaç saniye görebilmek için,
Ne yapsam, nereye baksam,
On yedi yaşında henüz bir fidan
Zalimin elini görmüş bir kere
Daha çok gencecik reşit olmadan
Henüz baharına varmış bir kere.
Emekçi kardeşim yükselt sesini
Ülke hepimizin al hevesini
Hakkını bırakma git al hepsini
Bu bayram hepimizin bilesin
3 Temmuz, bir kulüp değil bir vicdan yargılandı.
Toprağa değil, kalplere kazındı o tarih.
Takvim yaprağından düşmedi o gün,
Bir sabah uyandık, sarı lacivert bir gökyüzü
üstüne çöktü İstanbul’un.
Aziz Yıldırım, Aykut Kocaman, Cemil Turan
Etrafa nur saçan yar
Adın, karanlığa dokunan en yumuşak ışık.
Bir ay parçası gibi düşüyorsun zamanın üzerine,
Sessizce, incitmeden,
Ama her şeyi değiştiren bir aydınlıkla.
Bazen bir sabah serinliği gibisin,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!