Tek heceler;
Aşk, yar, gül, ben, sen, biz.
Tek Adam;
Görünüşte biçare, sevgide aziz.
Girmişlerdi tek heceler, Tek Adam’ın gönlüne,
Müsaadesiz…
Yine huzur içinde çıkacakken sabaha,
Kaldırdılar uykumdan kızıla boyadılar.
Bir şeytanın emriyle sokup beni günaha,
İstemediğim aşkı ruhuma dayadılar.
Kandırdılar aklımı, güya aşksızlık ölüm,
Ölüm kulakta ezgi, ölüm insandan ırak,
Hangi insan bilmez ki, ölüm sonuncu durak.
Ölüm sonsuza giden, tabeladaki tek yön,
Öldü ninenle deden, yüz yıl öncesine dön.
Van Gölü eylülüydü aylardan.
Bir yeni sevda, yok oluşa el sallıyordu,
Sahil parkından.
Tahta bank tanığımız.
Ve dalgalar,
Bir gün daha bitiyor,
Güneş çoktan vardı diğer yarım küreye,
Karanlık başladı yavaşça.
Çekildiler birer birer evlerine, sahte dünyamın sahte insanları.
Soğuk ve loş şimdi şehrimin tüm mahalle ve sokakları.
Meydan kızıl kıyamet, kan götürür geceyi,
Büyükler çatışınca, çocukları vururlar.
Ben ki çözemiyorum, çözün şu bilmeceyi,
İnsanlar büyüyünce, canavar mı olurlar?
Bastır ki iz bıraksın, parmakların saçıma,
Ne varsa aşka dair doldurmuşum bohçama,
Sevda memleketinden uzağa gidiyorum.
Gideceğim yol uzun, varmam lazım akşama,
Yollar nereye gider, doğrusu bilmiyorum.
Ben yürürüm yol yürür, yola yollar eklenir,
Kaç gecenin vefası yüklendi sevgiye,
Kaç bekleyişin sabrı.
Kaç duanın efsunu.
Kaç yürek atışı,
Kaç yürek yanışı…
Hayalimde gezinen her cümleyi kaparak,
Hatıra yaza yaza kaç defteri bitirdim.
Hergün birazcık daha mutluluktan koparak,
Tebessümü gülmeyi satırlarda yitirdim.
Çizdikçe üzerini sayfa siyaha döndü,
Gelmek ve gitmek,
İki kelime arasına sıkışan bir hayat.
İnandım ki;
Sevdaları yürekte tutabilmekmiş sanat.
Bu sanattan yoksunum,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!