Bu gece kendimleyim.
Tütün kokan ellerim,
Acı dolu hislerim,
Ve yaşaran gözlerim.
Bu gece kendimdeyim.
Bulutsuz gökyüzü gözlerin.
Baktıkça görüyorum yüreğini.
Duvarsız, perdesiz, koşulsuz,
İniyorum öylece gizlerine…
Dupduru bir suyun dibindeki,
Çakıl taşlarını seyreder gibi,
Henüz gülümsüyorken sana yaşam,
Aç gözlerini!
Yanı başındaysa hayatının renkleri,
İç geçirdiğin anılara dönüşmediyse anların,
Ve albümdeki keşkeler değilse henüz sevdiklerin,
Şanslısın…
Varlığınla yokluğunun arası,
İnce, keskin bir çizgi.
Ölçebileceğim cetvel,
Henüz icat edilmedi.
Tarif mi istiyorsun!
Bir dudağı yerde, bir dudağı gökte,
Dokunmayın kanatlarıma,
Kızkulesi’nden süzüleyim.
Saçlarını savursun rüzgar,
Boğaziçi’nden bir geçeyim.
Karışmayın özgürlüğüme,
Vapurları uğurlayayım,
İstanbul, büyülü şehir.
Aldığım nefes, duyduğum özlem.
Sen de yaşanır gün ve gece,
Caddelerinde saklanır hayat.
Ardımda bıraktığım yıllar kadar,
Merakım oldu geleceğim,
Yalınayak basıyorum,
Yüreğinin toprağına.
Sen dikenler ekiyorsun.
Bir kibritle alev oldum,
Yandım gönül ocağında.
Bu akıl vatana düştü düşeli,
Ne ekmeğimde tat,ne suyumda tat.
Sevdası bağrımı yaktı yakalı,
Ne gündüzüm rahat,ne gecem rahat.
Sılada gurbeti yaşarken her an,
Sevdanın orucunda,
Akreple yelkovan arasındayım.
Yokluğun boşluğunda,
Ay ve güneş misali, tutulmaktayım.
Cüce-devler ülkesi,
Yok mudur bir ortası.
Yükseldikçe alçalmak,
Karakterler icabı.
Ne çok biliyor herkes,
Sanat, ilim, siyaset.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!