bir taşı kaldırırsan eğer
ait olduğu topraktan
büyük bir yalnızlık düşer
taşın ait olduğu boşluktan
mavi gözlerinde sardunyalar, düşler
papatyalar, kağnılar, hanımelleri
yanardağ kalbi, şarapnel parçası
savaşlar, incelikler, göçler
ağustos sıcağında
ardıç ağacının dalında
bi böcek
el sallar, gül sallar, aşk sallar
dudağında bir sarı klârnet
evvel zaman içinde
kalbur saman içinde
bir varmış bir aşkmış
tüketirken kendini insan
kuş dönermiş teleğinden
deve tellâl iken
ay doğarken şili üstüne
arenada şarkılar söylenir
söyle romen kızı kaşın neden
neden bakıyor öyle mahsun
ne zaman aklıma bir aşk gelse
aklım açar sessiz uçurumlar
mor bulutlar geçer paletinden
allahın uzak ikliminden
durakta na beklenir sence serçe kardeş
patiska eteğini yıldızlara savuran ses
sende ne beklenir sence aşk kardeş
rüzgârların getirdiği yıldız tenesi ipekten sis
her gün yağmur yağmalı
mümkünse lütfen
sımsıcak olmalı
kırlangıçların sessizliği
bir çocuğun dudaklarından seken kurşun
hani parmak kadar bir çocuğun
parmak kadar ömründen
eksilen gün
gibiydi sevgim.
ben bir ışıkkırıcıyım
küçük öykülerim var cebimde
derdim işim budur benim
kanadı kırık hercai menekşe
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!