Sevgi, etten ve kemikten bedenlerimizi insanlaştıran yüce
bir değerdir. Sevgi, gönül temizliği ve ruh yüceliğidir. Ölçülü, dengeli, ahlâklı, terbiyeli, seviyeli, dürüst ve temiz bir sevgi, Evren’in ruhudur.
Sevgiyi yitirdiğinde, insandan geriye birşey kalmaz. Eğer
sevgi olmasaydı, herşey acımasız bir kıyıma uğrardı. Gök’
teki Güneş’in aydınlık ve ısısına eş, gönüllerimizdeki aydınlık ve sıcaklıktır sevgi. Sevgi, gönüllerimizdeki güneştir.
Sevginin kıyımı yüreklere ateş saldığında, umutlara yangın düşer. Umutların yangını, yüreksizin, vicdansızın ve sevgisizin işidir. İnsanlar, en çok böyle yangınlarda yanar, kül olur. Onların katillerini bulup yargılayacak yasalar da yoktur.
Filistin ve İsrail…
Kutsal Kitaplar, ders alınsın diye, geçmiş kavimlerin ve
milletlerin hatalarından bahsettiler. Onların nesillerini, geleceğe yönelik olarak küçültmediler.
Allah’ın küçültmediğini, ben küçültemem! Onlar da beni
ve sizi küçültmesinler! Bütün insanlar, bağımsız, özgür, egemen devlet ve vatanlarına sahip olarak, özde olduğu gibi kardeş olsunlar. Acılar son bulsun!
Gitmek vefasızlık değildir.
Zira kalmak hizmet içindir.
Hizmet olanağınız kalmamışsa,
O makamda durmanız niçindir?
“Terk etmek ne kadar kolay” der şarkı.
Tıp ve Adalet, insanları yaşatmak içindir... Irk, dil, din,
mezhep, felsefi inanç, siyasi düşünce, sınıf, bölge, milliyet, cinsiyet, makam düşüncesiyle, çilenin ve ölümün sözcülüğünü yapmak, onlara yakışmaz.
Korkular adına, insanları baskı altına almak, bu işde de
Tıbbı ve Adaleti kullanmak, insanları cansız korkuluklar haline getirmektir.
Bu nedenle İnsan Hakları, “İnsanlığın Korkudan Kurtuluşunun Çareleri” olarak düşünülmüşler ve öylece kabullenilmişlerdir. Elbette samimi olanların nazarında.
Ötekiler için, bir de güçlüyseler, zaten sınır yoktur. Çözülmesi gereken asıl düğüm, işte buradadır.
Eğilmez mutlu başın.
Yoktur tarihte eşin.
Anam, bacım, kardeşim,
Sensin benim, Türkiye’m.
Cennet misali bağların,
Gözlerimiz yollarda her sabah, ha geldi, ha gelecek.
“Gel artık” diyor Hatice Hanım, bizim müdür köpürecek.
Umut durağı bu, geliverir mi otobüs öyle kolayca?
Zaman, kim bilir daha kaç dakika umutları sömürecek?
Umutlar değersiz birer çöp sanki,
Sana öyle hasretimki,
Gözümde bir alevsin.
Bekliyorum kapılarda,
Belki bir gün gelirsin.
Bir ayak sesi duysam,
Reddedivermek ne kadar kolay,
Hem de ne güzel, ne hoş olmalı!
Çözümlenmeden böyle her olay,
Kısa yoldan hemen reddolmalı(!?)
Derdini Marko Paşa’ya anlatsın.
Bilinçli ve hesaplı bir yaratılış var.
* İnsan dâhil bütün canlı varlıklar, toprak, su, hava, oksijen, Güneş, ısı, ışık ve besin maddeleri gibi, ortak hayat imkânlarından yararlanarak yaşamak üzere yaratılmışlardır. Elbet gözler, kulaklar, ağız, mide ve bağırsaklar gibi ortak organlara sahip olacaklardı. Bu varlıklar, az çok farklı ortamlara da konmuşlar, farklı
işlevler de yüklenmişlerdir. Bu sebeple, farklı organlara da sahip olmaları, bir o kadar gereklilikti. Su içinde yaşayanların solungaç ve yüzgeçlere, bunlardan karada da yaşayacak olanların ayrıca ciğerlere sahip olmaları; sırf karada yaşayanlara eller, ayaklar ve
ciğerler; havada uçanlara da kanatlar verilmesi gibi.
Yaşayışlarda, işlevlerde, organlarda ve genlerdeki bu düzen, çeşitlilik, ortaklık ve farklılıklar; yaratıcı Allah'ın gücünün, bilgisinin, ilminin, sanatının, becerisinin ve ustalığının göstergesidir.
Savaşlar, yaşamak ve özgürlük (hürriyet) haklarına dayanmıyorlarsa, iğrenç birer cinayetten ibarettirler.
Cinayetlerin zaferleri olmaz, olamaz!..
İnsanı, çoğaltarak mı değersizleştirdiler? Yoksa onu değersizleştirerek mi çoğalttılar? Oysa insan, her zaman ve her koşulda değerlidir.
Terör, hiçbir gerekçe ile haklı görülemez! O teröre bilerek sebep olanlar da. Haksız yere saldırı veya işgale uğrayanın, her zaman direnme ve savunma hakkı vardır.
İnsanın çeşitliliğinin, çiçeklerin çeşitliliğinden farkı nedir? Hepsi insan, hepsi çiçek değil mi?..
Ölüm karşısında, Doğa susar, Evren susar, Tanrı susar… Her insan elbet bir gün ölecektir. Yanlış olanı, kötü olanı; Doğa’yı, Evren’i ve Allah’ı bile, lânetleyici bir suskunluğa sokanı, savaşlardaki, cinayetlerdeki, kıyımlardaki ve katliamlardaki haksız ölümlerdir. İnsan, yakarak, yıkarak ve öldürerek haksızlık ediyor!.. Oysa, yaşamaktan ve yaşatmaktan daha güzel ne var?..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!