Seni gördüğüm an,
Yıldızın akışı,
Şimşeğin çakışı kadardı.
Bir gülüşün, bir bakışın,
Gönülden gönüle akışın,
Yalnız bir andı.
İnsan ile Öküz, birbirinden farklı.
İnsanın gücü: Düşünce ve Aklı.
Öküzünki ise: Boynu ile Boynuzu.
Doğa’nın gerçeği, bu farkta saklı.
İnsan, düşünür, akleder, bindirmez sırtına kimseyi.
İbrahim, Hans, George, Abraham.
Aynı Dünya, aynı Gemideyiz.
Millet, dil, din farklı diye ağam,
Habire Gemiyi delmedeyiz.
Kaç kez birlikte, kan gölünde boğulduk.
Kader ya, kader!
Kimilerininki hep düzgün.
Kimilerininki de böyle,
Hep tersine gider!
Asıl bu işde bir terslik var.
Kars’ın dağlarında kır çiçekleri açar,
Renk renk, desen desen, gelin oyası.
Görmek, koklamak gerek, anlatmak naçar,
Göz görmeye, gönül sevmeye değil doyası.
Kars’ın dağlarında kır çiçekleri açar,
Kıbrıs, Akdeniz’de BİR ADA.
Yeşiller giyiniktir.
Sıcak suların koynunda,
Nazlı bir gelindir.
Yıl 1571 de,
Topla, tüfekle, bombalarınızla,
Öldürücü kimya ve gazlarınızla,
O anlamsız düşmanlıklarınızla,
Koparmayın çiçekleri!.. (*)
(Bizim Sevgi Bağları 64)
İki kollarından çelik halatlarla, zıt yönlerdeki yağız atlara bağlanmış, zavallı insanlar gibiydik… O atlar şaha kalktığında, paramparça olmamız işten bile değildi! Herkül değildik ki halatlarından çekip, atları önümüze katalım. Yine de öyle oldu! O güçlü, azgın, acımasız, yağız, çelişki ve koşullandırmaları, insanlık gerçeğimizin güçlü manevi kollarıyla çektik, önümüze kattık, koşumladık ve kontrolümüze aldık… Tam onlarla parçalanmak üzereyken, şimdi onlardan faydalanmaktayız, insanlığımız için.
YENİSİ ve USTALIK
Yenisi dediğiniz, eskisinden daha iyi, daha sağlam, elverişli, kullanışlı ve daha yararlı değilse; eskisi gibi veya eskisini de aratır durumda ise; onun yeni olmasının bir anlamı yoktur. Ustalık, tecrübeyi, bilgiyi, dikkati, özeni, araştırmayı ve dürüstlüğü gerektirir. Ustanın ustalığı, seçtiği ve kullandığı malzemenin
kaliteli olmasına da bağlıdır. Kötü malzeme kullananın
ustalığı da kötüdür. Onun yaptığı iş, kısa süre sonra su koyuverir.
Ne bu soğuk? Her yer kar, fırtına, buz.
Damarlarımızdaki kan dondu!..
Nerdesin ey Güneş? Seni nerede buluruz?
Önüne kara bulutlar mı durdu?
Ne bu karanlık? Gökler mi çöktü üzerimize?
Hareket yok, his yok.
Uzay yolculuğundayız gibi ıssız.
Dert çok, stres çok.
Bir mecbur yaşam ki tatsız.
Yasa, inanç, gelenek, kadermiş,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!