Ömür denen takvimde,
günbegün değişir duygular.
Mevsimler oluşur,
her gün yaşarken bu selin içinde...
Gün olur,
Yaşam yükü ağır gelir omuzlara
Yüreğin hüznü yansır adımlara
Kumsalda kalır ayak izleri
Gözlerde yağmur damlası gibi.
Yaşamın çetrefilli yollarında
Sevmek senin sevginse eğer
Ben sevgiyi bilmiyormuşum meğer
Marifet cüzdanda saklamak mı resmi
Yüreğine anlatamadın bu sevgiyi besbelli.
Vefa vardır aşkta sevgide biliyor musun
Ne acıdır bilir misin sen
Yaşarken ölmek
Onun yokluğunu hissedip
Onsuz yola devam etmek
Esen her rüzgarda
Çocukluğuna dönermiş insan
Yaşın bi devrinde
Unutulmazmış
Özlem dolu yıllar
Yaşlanılsa bile.
Beyhude yere uğraştık yıllarca
Ne hüzünler barındırdık bağrımızda
Çekmediğimiz çile kalmadı
Yaşam savaşında.
İkimiz de sürüldük diyardan diyara
Her söz bulur yerini bir gün elbet
Yerde kalmaz ahlar
Gün olur devran döner
Başına konar devlet kuşu gibi
Demlersin hüzünleri
Dedi kodu kazanında gibi
Suskun gecelerde dibe vurur acılar
Çoğalır akla geldikçe pişmanlıklar.
Filiz verir umutlar enkaz yığını yüreğinde
Tutunacak bir dal ararsın
Hüzünler içinde.
Yol alırken yaşamda pürneşe
Öyle bir tokat attılar ki suratımıza, sinsice
Şaşırdık feleğimizi, toparlayamadık kendimizi.
Yıllara yıl eklerik, sabır ile bekledik
Azrail geldi karşımza
Issız bir adada mahkum kaldı yüreğim
Yıllarca bitmedi esaretim
Sanki dipsiz derinlerdeyim
Çile çeke çeke bitti ömür takvimim
Gelirsen bir gün insafa
Karanlığın güneşi beklediği yerdeyim.
Sağlıkla geçecek uzun yıllar dilerim.
Mustafa yılmaz