Siyasetçi fırtınaya tutulmuş gemiye benzer
Sığınmak için durgun sakin liman arar
Dayanacak gücümüz hiç kalmadı
Zamlar eziyor anamız ağlıyor
Unut makamı duy halkın sesini
Haciz bırakmadı mal nede tarla
Can emanet dünya kula kul olma
Yarim yola düşürdün beni yola
Ayrılık ateşi yaktın bağrıma
Her gün yar ben sineme vura vura
Şikayetim ulu yüce mevlaya
Aşka fermanı kim yazış ezelden
Yola düşürdün yola
Ateş yaktın bağrımda
Saçımı yola yola
Minnet etmem ben kula
Sineme vura vura
Toroslardan aşağı Muta giderim Mut'a
Yarimi özledim kavuştur yarap umutla
Yolum dik inişli ine ine başım döndü
Yar aklıma düştü durdum baktım yeşil Mut'a
Mut'un görünüyor kerpiçli kireç damları
Ateş gibi yakıyor o bakışın
Merhamet et bana ey nazlı canan
Kor alev dudağın öpmediğim an
Düşman olur korkarım kötü zaman
Aşkının rüzgarına kapıldım
Birileri ekmeğinin
Birileri kurnazlığın
Peşinde
Birileri şükür ile doyarken
Haramzadelerin nasibi ateş içinde
Sert esen poyrazdan
Fırtına mı kopacak
Deniz uyuyor
Her çırpınışın da
Hırçınlaşacak uyanacak
Kalıbına sığmayacak
Her canlının bir eceli var dünya da
Ölüm adı gibi soğuk sevene acı yaşatsa da
Fırtınalar koparır söylenen ağıtlar da
Rabbine yükselir ruh bedenden ayrılınca
Sebepsiz ölüm var mı dünya da
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!