Ne umutla beni doğurdun anam
Genç yaşta çileler büktü belimi
Sözüm yok ben kadere darılmam
Bir vefasız talan etti hanemi
Perişan etti perişan olasın
Günahkarız bu alemde
Bedenimiz ellerimiz
Bizi taşıyan ayaklarımız
Dünya penceremiz
Renk renk gözlerimiz
İyi kötü sözleri işiten
Denizdeki uçan martıları
Dalgalarda oynayan sandalları
Parıldayan balıkları
Kız kulesini düşünüyorum
Sevdaya düşenler Mecnuna döner
Gezer diyar diyar hiç yüzü gülmez
Sürmeden devranı bir ömür geçer
Bu yalan dünyada muradın almaz
Hasret ateşiyle yüreği yanar
İkisi de ana toprak ve kadın
İhtiraslı kibirli insan elleri
Biri bağrını kazar gökdelenler diker
Biri öldürür süründürür
Mezarını eşer üstünü örter
Satacağını satar alacağını alır
Kandilin fitili isli yanıyor
Kokusu yar gibi bağrımı yakıyor
Başım dumanlı feleğim şaşıyor
Sevdaya tutuldum yürek deşiyor
Kar tutmuş yine tepelerin başı
Kan kardeşim yürek yarım canım
Lokmamı bölen hal bilen kardeşim
Ölümüne sır vermeyen sırdaşım
Dünyalara değer senin gülüşün
Çocuktuk parmağımızı kesmiştik
Bu dünyanın altıda toprak
Üstü de toprak
Dön maziye bir bak
Hatıralar acı tatlı allak bullak
Canlanır gönül penceren de
Kar yağdı mı karşı dağa
Soğuk olur geceleri
Gönül arzu eder yari
Yol verir mi karlı dağlar
Alev alev içim yanar
İnsanın tartı hesabı ağır basar
Ağırlıkla oynayan sonucuna katlanır
Hatır sormak gönül almak
Ne kaba sığar ne tartı tartar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!