Ormanların sacı
yemyeşil ağaçlar
Dağların göz yaşı
dereler pınarlar
Tepelerden coşar
çağlar akar
Mevlam göz vermez boşuna
Gerçeği arar da durursun
Gelirse günü de görürsün
Yere göğe bakma boşuna
Hakikat çırağı yakarsın
Bahçede ulu kara dut ağacı
Salınır gezer oynar çifte bacı
Merhameti yok yüreğimi yaktı
Dermanım olur mu o kızıl saclı
Bir güzel gördüm sanki cennet gülü
Zalimin zulmü gibi yar yamansın
Açtığın yaralar her gün kanasın
Bülbül güle feryat figan ederken
Ateşten yuvayı neden neylesin
Sevdayı başıma sardı da gitti
Bu koca şehirde yaşadığını sananlar
Beton yığınları arasında
Bahçelerde şakıyan bülbül seslerine
İliklerine kadar korkutan
Şimşekli gök gürültüsüne
Yağmurdan sonra çıkan
Marmara denizi akarken nazlı nazlı
Çanakkale boğazın dan ege ye
Düşman savaş gemileri para pare
Namlularını çevirmiş Türk'ü esir etmeye
Ölüm kusacak düşen mermiler siperlere
Yer gök şahittir geçit vermeyecek
Kuşanır sın Zülfikar'ı
Ali yar can Ali yar
Savaşırsın hak yolunda
Ali yar can Ali yar
Kerbela da soldu gülümüz
Ali yar can Ali yar
Yürek pare pare dertler içinde
Ayırdılar beni canım canandan
Feryadım figanım yürek dağlıyor
Kopardılar beni gülüm canandan
İçimi döktüğüm gülüp geçiyor
Mini mini çocuklar
Sırtlarında çantalar
Uykulu gözlerle
Okula giderken
Sağa sola yalpalar
Kıymayın çocuklara yaşadığı
ana toprağında
Boynu bükük bırakmayın
annesiz babasız
Aç sefil gözü yaşlı yarınlardan umutsuz
Yaşamasın acılar içinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!