Arınır ruhumuz ayrılıklardan
Doğunca ölümün taze şafağı
Ufuklarda gerileyendir artık
Hissiz yaşantıların asude çağı
Şu fani dünyada bir dostun varsa eğer
Elemi şerbet edip çile çekmeğe değer
Sana siper karanlığın loş ayazında
Beliren küçük bir mum olacağım
Nihayet menziline tereddütsüz girerek
Sen ışırken ben, ben solacağım
Solacağım gittiğim diyarların hızında
Damladır düşen gökyüzünden
Damladır düşen gözünden
Bir kıskançlık ritminde
Biri iki gözünden
Biri gönül özünden...
Hapsolan bir kederin katmerli yaprağında
Yalın bir tebessümün cazibeli duruşu
Ellerimi tutuşu
Aydınlığı buluşu
Fethi çoktan kaydolmuş kutsal bir vatan gibi
Tereddüt çizgisinde kadere iman gibi
Ve ölümü içiyor ruhum bugün derinden
Gözlerinin karası içimi acıtıyor
Bir vahşet deryasında tereddütün elinden
Yudumladığım deva canımı sancıtıyor
Deva ki zehir zıkkım deva ki kesin bela
Bazen yaşamda akış
Sabitte boşa kürek
Öyle bir nokta ki bu
Donar pes eder bilek
Yine de devam dostum
Allahtan güçlü yürek
Halet-i ruhiyede nice alemler gizli
Her birinin kilidi ayrı ayrı ellerde
Mesneviler,gazeller Kaf Dağı'nın malıdır
Ancak bir iki dize dolaşıyor dillerde
İklimlern renginde çizildi hayallerim
Onlara denk dizildi sevincim,elemlerim
Şaşmamalı o halde ahenklerin dansına
Kimi bahar tadına,kimi kış ayazına
İlhamımın ucuna yürek düştü kül düştü
Bir bahtın karasına diken diken gül düştü
Görmem diye zülfünün telini karasını
Ümitsizlik eliyle tez elden elem düştü
Ey güzel bir sevdadır aldı deli başımı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!