Boşa mı
Havalandırdım toprağını,
Baharın ilk izlerinde
Ya solucanları
Boşa mı topladım
Hep bir son vardır,
Ölüm yaşamın,
Nefret sevginin,
Hüzün sevincin,
Vuslat sa hasretin.....
Hep bir son vardır,
Hep birlikte oynardık çocukken,
Hep birlikte büyüyelim isterdik.
Hiç bir şey vermezdi
Oynadığımız evciliğin tadını.
Elin elime değdiğinde
İlk gençlik dönemlerimde
Beni bu yalnızlık,
Bu yalnızlık öldürecek.
Bu dopdolu koca şehirde
Ne başımı koyacak bir omuz,
Ne tutunacak bir el var,
Nede bir kimse
Çare yoktur diye yanıp yakılma
Akan şu göz yaşın dinecek bir gün
Sevdalı gözünü çevir göklere
Bulutlardan yağmur inecek bir gün
Selam götürdüm
Şili halkına, Anadolu'dan..
Bir selam da Neruda'ya,
Nazım'dan..
Pasifik kıyılarına, Akdeniz'den..
Söyleyin
Beni sizden sorarlarsa dostlarım
Bir Reyhani geldi gitti söyleyin
Hayatı çileli muradı yarım
Heder etti ah tüketti söyleyin
Ne çingenenin
Falı,
Ne büyüsü
Hacının,hocanın
Yetmez affetmeme seni...
Kaç kez
Sevgili her halin bir başka güzel
Bu gece koynuma aya bürün gel
Şahlanmış arzular yasakları del
Hasret acısıyla öldüm bilesin
Gözüm gözlerinde dalar engine
Asılı kaldı
Bulutlar gözlerimde.
Yürek denizimde
Ne bir çırpıntı
Nede dalgalanma var.
Gülseren Onay, son dönem edebiyatımızın km. taşlarından birisidir.Daha da olgun meyveler vereceği aşikardır.Yolları açık olsun kendilerinin.