Bu sabah,
En turkuazına doğdum mavinin,
Buğuluydu
Torosların gözleri,
Güneş acımasızca
Yakıyordu günü…
Umarsız sürdüm fırçayı
Tuvalime...
Ateş kırmızısında çıktı
Sevdam,
Toz pembeydi
Mutluluklarım,
Gülsüm,Sabahat,Ayten,
Topladığım şekerleri
Bölüşeceğim sizinle.
Bakın
Yusuf amca
Para da verdi...
Sedefi ışığın
Vurur
Göğün abanoz yüzüne.
Ruhlar med zamanında
Kurşuni dalgalar
İşlenecekse günah, mazereti şarap mı?
Kızgın çölde Mecnunun her gördüğü serap mı?
Aşk incitir diyorlar, inanma sen sevgili
Gelmişsek bu dünyaya,aşksız kalmak sevap mı?
Sevgili aldırma sen bu gece ben bir hoşum
Şarabın ne suçu var,yalnızlıktan sarhoşum
Karaya vursa gemim,hayallerim yıkılsa,
Söyle ne önemi var,kadeh kırık bomboşum..
24.6.2006/ Antalya
Bir yarim var,
Durur yapayalnız
Pencereme karşı…
Mevsim rengi saçları
Savrulur,
Uzanır mavi sonsuzluğa
Yağmurlu havaları
Kovalarım
Doyasıya
Ağlamak için….
İstemem
Unut diyorsun
Unut gitsin...
Düşmeye görsün
Kara sevdanın,
Kor kıvılcımı yüreğine,
Gülseren Onay, son dönem edebiyatımızın km. taşlarından birisidir.Daha da olgun meyveler vereceği aşikardır.Yolları açık olsun kendilerinin.