Yorgundun…
İş dönüşü,
İskeledeki parkta
Kuytuda gördüm seni…
Başka eller var ellerinde.
Bakmayın
Sessiz duruşuna.
Aldatmasın
Suskunluğu sizi.
Büyütür
En büyük haykırışları,
Davetim var bu gece tek kisilik
Vivaldi’nin dört mevsimi eşliğinde,
Sabaha kadar sürsün istiyorum....
Ayak parmaklarımdan,
Saçımın teline kadar
Soguk ama arzulu
Yalnızlığın efkarı
Çökerken
Perde perde güne,
Alır başımı giderim
Bahardan başka
Mevsimin olmadığı
Sanma unutuldu
Yeminler…
Kaçamak bakışlarla
Verilen sözler.
Baş önde
Söylenenler…
Kitaplar da,
Dergiler de
Genişletmez benim
Düş dünyamı
Yerine bally isterim
Çekiverdim mi
Yağmur var
Antalya'da bu sabah,
Gözlerin geliyor aklıma.
Damlalar
Göz yaşların kadar iri..
Dizinin dibinde babamın
Şımarık bir kız çocuğuyum
Yüzümde çocuksu gülümseme….
Sızlanırım,
Yardım eder ödevlerime.
Hayatımıza giren her insan ya kahramanı olur öykümüzün ya da figüranı… Çok kez geçmiştir içimizden figüranla kahramanın yer değiştirmesi ama olmaz roller öyle yazılmış ve sahneye çıkma sırası önceden belirlenmiştir….Kanıksasak da gider geliriz gerçekle duygu dünyası arasında.
Geceyle uyum içindeydi saatin tıkırtıları. Lambanın dimeri en aza ayarlanmış loş odada oturuyordu kadın. Kucağında, yaşanan zaman bir tutammışcasına sarı bir kurdeleyle bağlanmış birkaç not, belki de birkaç mektup, yanında yılların yorgunluğu yüzüne düşmüş bir insan gibi yüzü çatlaklarla dolmuş birkaç siyah beyaz resim olan kutuyu tutuyordu. Yaşlanmış ellerinin kutuyu bir bebek gibi okşadığının ayrımında olmadan gözleri
dalıp gitmişti gecenin sinsi karanlığına.
Ne düşlediğini bilmiyor gibi kımıldadı. Belli ki saatlerdir oturuyordu aynı koltukta. Belki de birkaç dakika olmuştu zamanın farkında bile değildi, tek hissettiği her yanının tutulmuş gibi sızlamasıydı. Ne de olsa yaşlanmıştı. Kalkıp yatağına gitmek istedi. Ama kucağındaki anıların ağırlaştırdığı kutu onu çarmıha gerilmiş bir mahkum gibi mıhlamıştı olduğu yere, kalkamadı.
Umursamam
Gecenin yalnız karanlığını...
Geceler hep yalnızdır.
Hayalinin
Suskunluğu ürkütür beni...
Gülseren Onay, son dönem edebiyatımızın km. taşlarından birisidir.Daha da olgun meyveler vereceği aşikardır.Yolları açık olsun kendilerinin.