Sevda kaç boğumdu.?
Ve biz hangisinde boğulduk.
Dilin kemiği yok derler oysa ki.
Biz hangisinde kırıldık.?
Toprak yeryüzünün anasıdır değil mi.?
Biz hangi rengine gömüldük.?
Sevdakârim diyordum ona
Acz olan dilim
Yalniz Onunla konuşuyordu /sevda makamında
Gönülden çiçekler deriyordum.
Saçlarımı örüyordum ömrüne/taç misali,
buket yapıp asıyordum kapısına,
Şimdi seni dinliyorum.
Sana yeltendigim, her zamanda baltalanan umudumu dinliyorum..
Ben her şarkıda, her şiirde seni anıyorum
Pembelere isyanım var artık..
Gülüşlerinde, asılı kalan kelebekleri koyverme..!!
Yarınsız, acısız bir ölüm..
Sırtıma girmiş yel gibisin
Her nefes alışımda
Sancılı bir ah çekişsin.
Taşıyorum ruhumla beraber
Bu sonsuz acı hissini...
Siyah bir gece gibi yüzün.
Hüzün bulaşmış defterlere.
Tüy gibi hafiftin oysa.
Bulaşmasaydın bataklıklara,
Değmeseydi elin bulutlara,
sıkıverseydin boğazını .
Son geceydi o..
Usulca arınıp, her acıdan,
Koynunda selamete erdiğim, son gece
Sabaha kadar izledim..
Saçlarının her bir kıvrımını,
Tek tek okudum, yüzündeki herbir kırığı..
Bilki sana
Bu son mektubum
Gözyaşları içinde yazıyorum
Kanıyorum resmen kaleme kağıda
Ve biliyorum ki okurken
Ne yaptın sen diyeceksin
Sen su'sarsan
Ben susuz coklere adarim kendimi
Sen aglarsan
Ben k/anarim
Senin dalın kirilsa
Benim bagim kurur
Yitik bitik bir cümlenin
Soru isaretine takılı kalmis gibiyim..
Sen sormuyorsun
Bende cevabi bilmiyorum zaten..
Biz bir tutam S' ustuk...
Aksam güneşi vururken,
Soğuk mevsimin son anlarında,
Omzumdaki minik başının,
Verdiği dinginlikle,uzaklara dalıyorum.
Hep uğurlamalar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!