Ağlamayı çok seviyordum.
Sığındığım bir tek köhne limanımdı.
Bir de, utangaçlığımı
Hep gölgesinde durduğum huzurlu bir mahzendi.
Bir ayrılık türküsüydü zaten, çalıp duruverirdi yanı başımızda.
Sesimiz duyulurdu bütün kavgalarda
Bütün türküler bizim için çalınırdı radyolarda, g
Gece olunca sesimiz dinerdi
Kimseler bilemezdi hangi suçun sanıklarıyız diye..
Neresinden başlasam Ki,
Çocukluk nöbetimizdi gelip geçti
Her insan gibi bende doğarken ağlamışım,
Ekmeğe salça sürüp, derelerde oynamışım.
Bisiklet almak için, beş gece yatmamışım
Çelik çömlek, beştaş oyun derken, hiç para saymamışım..
Feleğin kahpesi ne kadar zalim olursa olsun
Zulmün başkaldırısı, her zaman bir direniş olurmuş.
Bu gecede pacamız duman tütsün istedik.
Mahallenin en babacan çocuklarıyla, bir araya gelmiştik.
Beyaz peynir, ızgara şiş derken, soframız tam on numara.
Kara göze, gönül verdim
Kirpik kaşın, ben olayım
Mahzenimi, sele verdim
Sele damla, ben olayım
Dile düştüm, dile düştüm
Her kavgamda hissederdim aykırı ellerini,
Dokunurdu, damarlarımın en ucra köşesindeki sinir uçlarıma,
Tıkanırdı boğazıma, yediğim her lokma
Dudaklarımda, büyük çatlaklar oluşurdu
Zaman zaman.
Parmak uçlarım sebepsiz yere terlerdi.
Anamın başıma sürdüğü, kınalı ellerle
Başıma bir haller gelmesin diye,
Peşim sıra, arkamdan döktüğü sular
Ettiği duaların zekatı üstümü örtmeden
Hatır bilmez Eylül e girmeden
Gönlüm bir güzele kaymadan
Bahardan bir gün adım adım
Gençliğim ve ben el ele
Güzel duyguları ve sevda yükünü bir kenara itip,
Yüreğimin en ücra köşesindeki duygu tozlarımdan arınarak o güzelim gülleri dalında bırakıp.
Hayatın toz pembe karanlığına doğru, adım adım yürümek zorumuza gidiyordu..
Ben her gece gönül mahsenimde,
ay ve yıldızları sırf sana benziyor diye,
başıma taç yapmıştım..
Bak sevgili..
Yıllar geçti aradan
Hele gözlerin gözlerine bir dokunsun
Eskiden kalmış yarim bir şarkıya dönersin.
Kulağına bir ses değse, avucunda bin ah işitirsin.
Yüzünü dönsen dağlara
Ellerini kaldırıp açsan Allaha
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!