Uykularıma gelme
Gelme ki sabahlarda acımasın içim
Gelme ki yokluğunda üşümesin tenim
Uykularıma gelme
Gelme ki heyecanıma yenilip elim gitmesin sesine
Uykumu nerde kaybettim bilmiyorum
Senden sonra hiç uğramadı akşamlarıma
Başıma yastığa koyduğumda zorluyor bir şeyler
Gözüm tavanda, nasıl sabaha ulaşılır bilmiyorum
En zoru da aklıma düşme peşinde olan sensin karanlıkta
Bedenimi ateşler basarken, yüreğimi yaz ortasında ayaza koyan sevgili; serzenişte dilim. Sağanak yağmurların kararttığı şehirde özlem ıslattı tenimi yağmurdan önce, karanlıkta kaldım. Önümü göremiyorum, sanki aklım başımdan gitti. Ağlıyorum ama yanlış anlama gözyaşımı, sevgime zırh ondan akıyor. Tükenmişliğimle baş etmeye çalışırken kaçtığım şehirler cezayı bedenime yüklüyor, hastayım şimdi. Hep söylediğim gibi; sesini duymadığımda eksiğim, keyifsizim, gözlerim nemli.
Tesadüf müydü, yazgı mıydı bilmiyorum senin farkında olmadan yaptığın tanıştırma, yakınların sevgimize duvar oldu geçit vermiyorlar gidişime. Kim kimin hayatına dokundu düşünüyorum. Bu kadar yürekten ve samimi paylaşımlar olmasa dayanılmaz sözlerinin ağırlığında omuzlarım çökerken kalır mıydım bilemiyorum. Kader diyorum halimize belki karmaşa birazda. Olması gerekenler oluyor işte önüne geçemiyoruz. Su, yolunu buluyor ne koyarsan koy önüne. Duaya susuşum bundan.
Geceye kaçtım denize yakın bir balıkçıda dostlarla. Sohbet hoş, kahkahalar dolanıyor ortada ama yokluğun saklanamıyor. Dilim tutuk biraz, ses tonum düşük. Deniyor ki; keyfin olmuyor aşkına dair sözlerin dudaklarından dökülüp gülüşüne yansımadığında. Öyle be sevdiğim. Yanıyor işte yine gözbebeklerim. Ah be İstanbul diyorum çalan şarkının tesadüflüğüne isyan ederken, bu kadarını bari yapma. Bu mevsimde nerden aklına geldi ‘Kardelen’. İç çekişim, Çırağan Sarayının oradaki köprüden geçerken dilediğim mucizeler hep senle ilgili. Kendime gelmek için senle beslenmeliyim.
Yağmur mevsimi
Güneş iki ileri bir geri
Üşüyor artık ellerim
Isıtan gülümseyişin
Haz öfkeye yüz sürünce
Kalıyor sevmelerim
Ağırlığınca duruyorsun içimde
İsyan tamtamları çalıyorum bazen
Anlattıkça dilim açılıyor susamıyorum
Yenildim be adamım
Gidemedim, sevdalınım işte
Kemal'e
...............................
Sıcak bir yaz akşamıydı hatırlıyorum, aylardan temmuz
Mustafa'ya...
...................................................
Çok zaman geçti yaşantılar üstünden, belki haklısın ben geçip gitmedim hiçbir şeyden. Gidemedim sadece, ötesi boş ötesi canımı acıtan söylemler. Güçlü durmaya çalıştım ve inandığım bir aşkı yaşattım içimde. Ne kaldı diyeceksin belki elinde. Ben kaldım, kocaman bir aşk kaldı yaşadığım sürece şükranla anacağım. Ve belki de en önemlisi dostluklarım kaldı geriye. Sen kaldın arkadaşım. Canımı acıtan yerleri sıyırıp temize çektiğimde, karşına geçip yaşadıklarımı anlatabileceğim dostluğun kaldı bıraktığım yerde. Bıçak kemiğe dayanır gün olur, çok sevsen de kalamazsın sevginin içinde. Aşkı bırakırsın geride ve dediğin gibi arkadaşım biriktirdiğin insanlar vardır işte hayatım dediğin yerde.
Dolunayın eşlik ettiği uzun bir yolculuğa çıkıyorum
Karanlık gecede yanıma aldığım tek şey sevgim
Başım camda..
Aklımdan kırgınlıklarım geçiyor gözümde yaşla
Üz beni, uzaklığınla yarala
Bir kere kırılıyor insan sonrakiler kızgınlık yalnızca
Dingin bir pazarın sonuna doğru ilerliyorum. Haftanın yorgunluğuna yeni yaşımın yükü de bindi sanki. En son yoğun trafikte şarkılar mırıldanıyordum, günün devamına enerjim kalsın da dostlarımın mutluluğuna ortak olsam diye düşünüyordum, yapamadım. Yorgunluk ağır bastı evime kapandım, kapanış o kapanış yarına kadar çıkmayacağım. Sessizliğimde ve kendimle kalmak istedim galiba öte yandan da. Bunu yeni fark ediyorum. Yazdan kalma bir kasım gününde, pastırma sıcağı deniyor ya öyle bir gün işte, güneş penceremden girdi içeri ikna edip dışarı çıkaramadı.
Son haftayı düşünüyorum. İş karmaşalarımı, doğum günümün telaşını, hayatın rutinine takılanları. Seni düşünüyorum bunların içinde; konuştuklarımızı, değişen durumumuzu, sevgimizi. Söylediğin sözle birlikte gözden geçiriyorum yaşanıp bittikten sonrasında. Gün geçti bak, heyecanlar yerini yine rutine bıraktı. Yeni yaşıma iki gün eklendi üstelik. Büyüdüm demiyorum artık, olgunlaştım sanki biraz daha. Sorguladığım bir şey var; niye yoktun yanımda. Takılmamıştım diyordum ama takıldım canım. İlk defa yalnız kutladım doğum günümü. Kızmadım sana da eksik kaldım. Biliyorum nedenlerini, anlıyorum gidişini ama telafisi var mı bilmiyorum.
Ben dünyanın en şanslı insanıyım, hep derim bunu bilirsin. Başta sana sahibim, muhteşem dostlarım var ve hayatımın her nefesini çok seviyorum. Bu doğum günümde harika kutlamalar yaptı dostlarım bana. Üstelik kimse bana sürpriz yapmıyor her şeyi kontrol etmem gerekiyor yakınmalarını yaparken. Şaşırdım. Ağladım. Kalp atışlarımı durduramadım. Senle olmak istediğim bir günde herkes vardı sen yoktun. Ulaşılamamış sana klasik olarak. Neden diye sormuyorum ben çok uzun zamandan beri ama başkaları soruyor geri dönmediğin aramaların hesabını. Kızmıyorum, sadece sıkılıyorum çünkü cevabım yok. En son konuşmamızdan önce diyorum çünkü en sonuncusunda sıcacık ama buruk sesin doğum günümde ağlatacaktı beni yokluğundan, işler var şehir dışında olacağım canım dediğin yerde durdu sanki dünya sana kapadım kendimi. Nasıl olacaktı da sensiz geçecekti yaş günüm. Geçti bak, bana ağırlığınca sorular bırakarak.
Bizi kaybettiğimiz yerde tekrar arasak.
Kalp kırıklıklarını toplayıp yeniden yapıştırsak.
Gözlerimiz değse birbirine ve ötesinde aşkla kavrulsak.
Yeniden başlasak, yeni bir duygudan yakalasak.
Kaybettiğimiz zamanı mola saysak.
Kader yine oyun oynadı bize, kaçamadık, artık dursak.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!