Acılar omzumda uzun uzun ağlar,
Kırgınlıklar, kızgınlıklar üstümde yük.
İçime bir damla gözyaşı dökülür,
Yaralar deşilir, kan damlayarak çürür;
Kesif toprak kokusu gelir, bölük pörçük
.
Dönsem çürüyeceğim, gitsem tükeneceğim.
Çaresiz toprağa düşen can, tenden vaz geçti.
Çökertti yüzümü, gazap atı ağarttı saçlarımı;
Ruhumun derinliklerinde sessiz çığlıklarımı,
Sisli düşünceler, kül ve yanık odun kokusu ekti.
Hayat, avudan acı dolu nefeslerden ibaret;
Ucu görünmeyen karanlık tüneller içindeyim.
Ölüme yatar gibi yatıyorum her gece,
Umutlar yabancı, birer birer söndü sinsice;
Avuçlarımdan düştü birkaç anı, birkaç resim.
Hikâyemin düğmeleri derin kuyularda,
Yaralı çocukluğum yargılıyor tüm geçmişimi.
Ruhumun sessiz köşelerine saklandılar,
Bağırıyor sessizce, avazı çıktığı kadar;
Çakır ayaz soğuğun bağrında kuruttu dilimi.
Kelimeler suskun, dil kılıçtan keskin.
Anamın karnında bulduğum huzur.
Tükendi sayılı günlerim, sayı hesabıyla;
Geçtim dünya üzerinden, yıkıla yakıla;
Kâh kavurgan güneş, kâh çakır ayaz olur.
Kayıt Tarihi : 11.2.2025 15:52:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
"Geçmişin izleri, geleceğin karanlığında kaybolur; ama her adım, ölüme doğru atılan bir yaşam parçasıdır."
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!