Arş'ın gölgesine sığınarak buldum hayatı,
Kasvetli bir güne merhaba diyerekten,
Başladı mesai...
Can alıcı hayat; iş veren,
İçler acısı bizler; işçi,
Maaşını hiçbir şekilde çekemeyen,
Bir ağaç olmak gerek,
Ağacın bir kolu olup,
Ab'a dalmak gerek,
Ab'da boğulmak gerek..
Bırakmak gerek kendini,
Akıntı sürüklesin yüreğini..
Güzel giysiler sadece,
Asillere yakışır,
Asilliği ise askılar taşır...
Giysilerden di aşkımız,
Sadece ikimize yakışıyordu,
Sen gittin,
Kalp kapakçıkları'nda,
Kan sızdıran anahtar delikleri,
Göz kapakları'nda,
Işığa odaklandıktan sonra,
Görülen hayali cisimler...
Abajur'a giydirdiğim gömlek,
Cips çıtırlığında dünya,
İçinden taso çıkabilir diyerekten alınır,
Paket açıldığında sadece çereze kalınır..
Çubuk kraker tadında hayatlar,
İlk olarak üstünde ki tuz parçaları,
Sonra ise kendisi tüketilir...
Varlığında yüz veren insanlar,
Yokluğunda sırt çevirirler...
Gün çiçeği hesabı,
Güneş doğduğu an yüzlerini gösterip,
Güneşin batmasına yakın,
Göklere küserler..
Bir beklenti olmadan,
Aşka borçlu çıkmadan,
Sonsuzluğu aramaktan kaçmadan,
Gözlere cesurca bakabilmek...
Özlemdir içimde bunlar,
Korkmadığım tüm acılar,
Melekler itince sırtından sahneye,
O zaman atmaya başlar adımları,
Replikleri beyninde yuttuğundan,
Doğaçlama bir kaç cümle kurar...
Çırılçıplak gecede,
Bembeyaz elbisesi ile yürür sonsuzluğa,
Muson zamanı,
Köhne,terk edilmiş bir şehir..
Yazın habercisi;
Ağlayan bebek misali,
Meme bekleyen bulutlar..
Aralıksız yağan yağmur,
Sakin,sessiz bir gecede,
Kumruların birleşmesine,
Aşk'ın neşesinde...
Dönüp durmak ne güzel..
Yar'ın,sevda bahçesinde,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!