Nehrin canı acır mı
Süzülürken yokuş aşağı
Bağrındaki taşların yüzüne
Sürtünen içi kanar mı acaba...
Yükseklikten korkmayan
Aç köpek gibi
Açım sana
Çölde mecnun
Susuzum sana
15 yıllık mahkumun
Özgürlüğe hasreti kadar
Sen gittin de ne değişti ki
Senden ve benden başka
Gün yine yirmidört saat
Üçyüzaltmışbeş günlük
Hala dört mevsim bir yıl...
Çıplak ayak geliyorum
Yürüyorum içim ıslak
Sonunda duracağım
Farkındayım biliyorum...
Canımı acıtıyorum bilerek
Gel boşver dünyayı
Kendi mevsimimizi kendimiz yaratalım
Ama ne bahar gelsin nede yaz olsun
Ne çiçekler açsın nede fırtınalar kopsun...
Gel ellerimden tut
Sensiz tadı yok hiçbirşeyin
Sevmenin sevilmenin gülebilmenin
Hatta o çok sevdiğin dondurmanın
O güneşinin adı var sıcaklığı yok
Deniz ıslak deniz durgun isteksiz...
Ah be usta sende gittin
Hayatımdan firar eden niceleri gibi
Dost diyebildiğim en son sendin
Onca zaman kahrımı çektin
Ve birgün benden de izinsiz
Yaşam hakkını yarıda kesip
Bak bir mektup daha yazdım
Bir yaprak daha yırttım takvimden
Bir gün daha gitti şafaktan
Bugünde ölmedim anne...
Üstümden geçerken kör kurşun
Aklımın çok kişilik hücrelerinde
Köşe kapmaca oynuyorum
Azılı utangaçlığımın kızarık yüzü
Tek kurşunla katledilmiş umutlarım
Ölüm nedenleri belirlenemeyen aşklar
Ve karalanmış bir insan müsvettesi...
Kızıyorsun diye sabahları erken uyanıyorum
Gülümseyerek gidiyorum lavabonun başına
Aynaya bakıyor sonra günaydın diyorum
Çoraplarımı top yapıp başucuma bırakıyor
Gömleğimi asıyor pantolonumu katlıyorum
Sırf sen kızmayasın diye deniz gözlüm
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!