Satırlar yazılır, türküler okunur
Sevdanın o güzelim yollarına.
Her içilen dertli içilir.
Alır başını gidersin anılarına.
İçin burkulur gözlerin dolar.
Buram – buram terlersin
Yavrularım der severdin.
Kol kanat gerer esir gerdin.
Etrafımız da dört dönerdin.
Yok artık aşım, tuzum, tadım.
Bugün gelecekti Allah'ım
Bugün bayramdı...!
Aşkların en güzeli sana sesleniyorum.
Tüm yollarım sana çıkıyor.
Rüzgar kokunu savuruyor bana.
Ve ben seni imkansızlıklara rağmen seviyorum.
Bir ömrün biteceği için değil
Seninle az ömür yaşayacağım için üzgünüm.
Yaşamak sadece mısralarda kaldı.
Ölüm bile şişedeki mey gibi geliyor bana.
Ayrı düştüm sevdam, ayrı düştüm yollara.
Izdırap sinemi yakıp beni benden aldı.
Ömrümün sebebi tekbir dalda ki gül.
Anılarım serilip yere hepsi bana kaldı.
Eskisi gibi değilim artık,
İhtiyarlık, yavaş yavaş çökmekte.
Unutkanlıklarım da, bu yüzden.
Sen bana gönül koyup üzülme.
İçimden çıkmaz oldu o bakışın.
Sanma ki beklemekten yoruldum.
Yüreğimi acıtan hayal kırıklıklarım.
Bilemezdim...
Yaşamayınca da bilmiyor insan.
Gözlerin çakmak – çakmak olurdu.
Yanaklarında güller açardı.
Ellerimi tutup okşardın.
Bir defa değil,
Sana duygularımı nasıl anlatırım bilmiyorum bir tanem.
Sen gittiğinden beri içimdeki volkan hiç dinmiyor.
Dört duvar, gün – gece her biri üstüme – üstüme geliyor.
Ayrılık sokuldu buz gibi bağrımı deliyor bir tanem.
Geceler geçit vermiyor ki, gündüzlerde umut olsun.
Yıldızlar oydu gözlerimi, ay yüzüme vurmuyor.
Karşı karşı hanımız.
Karşı da harmanımız.
Sen orada biz burada
Kalmadı dermanımız.
Yağmurun buluta sığmadığı an
Bağrımızı güneşle yakıp kavurduk.
Pencerede alaca şafak,
Kalbimizde minicik kuşlar uçurduk.
Gün artık geri gelmez.
Vuslatın bulutları kararmış.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!