Avutulmaya gönlüm hede bu yollarda.
Ne gülmeyi, nede ağlamayı bilir.
Sessizliğe büründü zaten şu genç yaşta.
Oysa...!
Bütün aydınlıkları sıraya dizmek.
Sonra hepsini mermilerle yere sermek isterdim.
Karanlık düşlerimin gülüşü
Bir hoyrat ki sorma gitsin.
Gece penceremde rüzgar sesi
Uğultulu kulaklarım ve gündüz.
Üstüme öyle gelir ki sen bilmezsin.
Keskin bir bıçak gibi sokulur böğrüme
Ellerin nasırlı, yüreğin ak.
Tarlada, dövende.
Çocukların var yolların ötesinde.
Ellerine ayaklarına kınalar yaktığın.
Yüzünde bin çehre,
Gülmemezlikten değil.
Yüreğine sadece misafir olmuşum,
Gözlerinde ki ışık bana ait değil.
Bendeki aşk sana fazla gelir.
Beni kavurur, seninse meltemindir.
Aşk yaşamak kadar ciddi iştir.
Yolları hep düz olmaz,
Şimdi siyah beyaz filmler gibiyim.
Özlemler, hayaller veda makamı.
Şarkılarda yok artık adın,
Göğünü yitirmiş kuşlar gibiyim.
Neresindeyim kuramadığım dünyanın.
Ne sana ah etmeye hakkım var,
Her gidişin hüznü bir başka ayrıdır.
Gönlüme ram eyledim, kendini kavurur
Susar gün, susar gece, susar vuslat.
Güya sarıp sarmalayacaktım.
Kara topraklar mı koynuna aldı seni.
Hoşçakal hülyalarımın gözbebeği.
Artık hiç bir şeye sabrım yok.
Kibirli olduğumdan değil.
Aklımdasın diyen balıklarla,
Ömrümsün diyen kelebekler gördüm.
Sırtımda dururken hançer izleri.
Hayat, akıp giderken avuçlarımdan.
Hâlâ, kendimi arayıp bulamıyorsam.
Ve eğildiğim yerden kalkamıyorsam.
Ne yolumda, ne yanım da yoksan.
Artık her şey için geç demek.
Geçte olsa yüreğime bir not düştüm.
Mevsimler gelip geçti aradan,
Geceler değil mi hep ağlayan.
Hiçbir şey tat vermiyor artık,
Türkü kadar kısaymış hayat.
Islık tadındaymış sevdalar.
Ve ne çabuk unutuluyormuş sözler.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!