Bir şeylerdi bende yok olup giden.
Hiç bilmediğim ve bilemiyeceğim bir şey.
Esip geçti desem, uçup gitti.
Bir ateş yandı ve söndü bitti.
Kelimeler kifayet le kurulmaz bilinmeyince,
Lugatta yeri yok ki okunsa.
Senden önce de bir ömür yaşadım ben.
Aklımda hülyalarımı süsleyen periydin.
Yüreğimde bir sıcaklık, bir ateş.
Ve günlerce hep seni aradım.
Ansızın çıktın sen birden karşıma.
Mehtap’ın yanında buldum seni
Hayatın bir anlamı olmalı.
Hep yitirmeler, hep kaybetmeler,
Hep hüsran ve hep hüzün.
Şimdi ellerimden kayıyorsun iki gözüm.
Önce sevmelerim terk etti,
Sen gittiğin günden beri.
Seni sensiz yaşamayı öğrendim.
Seviyorum dedim içimdekine...
Hayaller kurmayı öğrendim.
El-ele giden sevgilileri görünce.
Ellerini hissetmeyi öğrendim.
Türkü kadar kısaymış hayat.
Islık tadındaymış sevdalar.
Ve ne çabuk unutuluyormuş sözler.
Ne demiş şair biliyor musun?
“ İkimizden başka kimse yok evrende
Bu sevgimizin bitmediğindendir”
Bu sözler gerçek olsa,
Ne zamandır gözlerim yollarda.
Cesaretin olur da dönersin diye bekledim.
Gelirde seviyorum dersin diye bekledim.
Uzattım ellerimi, ölümü bile özledim.
Aşk için mücadele eden benim.
Aşk benim, sevgi benim, özlem benim.
Nerede umutları, heyecanım, inançlarım.
Koynumda beslediğim gelecek dolu yarınlar.
Su zerresinde gördüğüm aydınlık.
Mor çiçeklerin üstüne düşen çiğ tanesi.
Dolup – dolup taşan pınarlar,
İçtiğim su tasında ki aydınlık.
“ Diyorsun ki sus…! Sus kimseler duymasın.
Olmayacak hayaller kuruyorsun yine”




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!