O zaman anlamadım kaybın ne olduğunu
Çünkü o yanımdaydı duymadım yokluğunu
Şükrettirirdi bana bir karın tokluğunu
Bilirim dönmeyecek artık kaybettiklerim
Yine de bir ümitle gelir diye beklerim
Bizde vaki değil yolda bırakmak
Gitsekte sahipsiz kalmaz bu dava
Bazen damlayızdır bazen de ırmak
Yolumuz denizdir durdurmaz ova
Birgün yolumuza çekilirse set
Ne sanadır sözüm ne de kendime
Ne kadar söylensem hep yarım kalır
Dost sandıklarımdan yesem de çelme
Benim sitemlerim başka başkadır
Böyle ayrılığa böyle aşkadır
O herkesin bildiği eller
Değil ki sana dokunan
Geçmişin izleri var
Avuçlarımda
Öylesine saf
Ve öylesine derin
Bir güle çiğ tanesi nasıl yakışıyorsa
Sen de gözüme öyle yakışırsın ey yaşım
Her açılan goncayı sen diye yaşıyorsa
Varsın da ağır gelsin eğilsin sana başım
Yaşlara yol sorulmaz ne çıkarsa bahtına
Örselenir durur tüm hayallerim
Hayatın elinde bir zımparadan
Ellere değdirme yiter giderim
Gir kalbime artık çıkma oradan
Koynuna alınca kara geceler
Yıkılmaz sanırsın ulu çınarı
Oysa ki içinde ne kurtlar vardır
Devasa görünür koca dalları
Narin yapılıdır değme kırılır
Sinesinde türlü fırtına kopar
Bir hata mı işledim sebepsiz yüz çevirdin
Sen incinme yeter ki üzülen ben olayım
Yüzüme söyle benim de ki kaç çam devirdin
Hatamsa kabul edip süzülen ben olayım
Kıyar mı insan olan kıyar mı ikbaline
Seni andığım hergün içimde hüzün kalır
O an hasretliğimden dokunsalar ağlarım
Sensiz şarkılarımı senin resmin paylaşır
Gözlerinin içinde bulut gibi dolarım
Kırgın değilim sana zaman öyle istedi
Senin dünyanda belki deprem çok kısa sürer
Oysa benim şu ruhum sensiz muttasıl titrer
Ulaşılmaz sanıpta gezerken fodul fodul
Ey kul kendi elinle bir kula kul oldun kul
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!