Hasrettim elinden bir yudum suya
Delice çağlayıp şöyle akmadın
Gözlerin demek ki dalmış uykuya
Eller baktı ama bir sen bakmadın
Ne olur incitme bak bu aralar
Çağırdım bir gece sessizce seni
Odama süzüldün tüm kasvetinle
Bekledim çaresiz o an gelmeni
Başbaşa bıraktın beni kendinle
Sinem paramparça iç çekişirken
Ekinler boy vermiş yapraklar sarı
Hazan çöreklenmiş yaprağa bugün
Ağaçlar sarkıtmış kuru dalları
Ayrılık sarılmış toprağa bugün
Güneşin alnında kavrulmuş dağlar
Korkma incinmeyiz dil olsa bıçak
Nice yaralara sensiz tuz bastık
Bulunurmuş elbet bir baş koyacak
Bir yorgan bir döşek bir soğuk yastık
Belki de sükutu ikrardan sandın
Sevmeyi bilmeyen sabrı ne bilir
Gönül yarasıdır geçer dediler
Bu hayat tavında bilmem kim erir
Gözündeki yaşlar yeter dediler
Yetmedi a dostlar yetmedi işte
Hataydı belki de bırakıp gitmem
Gidipte ben seni unutmadım ki
Mümkün değil bir gün bile incitmem
Seni kimselerle bir tutmadım ki
Issız bir köşede ömrüm biterse
Giden hayallerim göçmen kuşların
Sessiz kanadında sana çırpardı
Her sefer hüzünle yok oluşların
Omzuna yaslanıp ağlamak vardı
Bir kalp edasında çırpan kanatlar
Kimimizin amacı dünyadan bir mal kapmak
Oysa benim amacım çekilince el ayak
Açıp akşam defteri kendimle hesaplaşmak
Kime bir yanlış yaptım kimin kırdım kalbini
Kimbilir benim için kim acıttı elini
Dedilerdi gün gelir unutursun maziyi
Hislerini titreten o derinden ezgiyi
Kalbim defter değil ki sileyim her çizgiyi
Hiç kimseyi koymadım kalbimdeki yerine
Koparmasınlar diye gömdüm en derinine
Ne yapsak ne etsek fayda vermiyor
Gönül bir ruzgara kapıldı gitti
Ruhumun kışı hiç sona ermiyor
Yalancı bahara kapıldı gitti
Gül diye karları bastı bağrıma
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!