Uzağın kucağında
Renk cümbüşü gibisin
Elma yanaklarından
Yüzüne bal damlayan
Enheduanna gibi
Şöhretin koynunda yatmaktansa
Sokak çocuğu olarak betonda yatarım
Kumar kokan hayatta
Borçsuz bedenimi yatırmak
Delik deşik ayakkabımı
Denize yar etmek isterim
Bugün pazar, yarın pazartesi
Sustum kaybettim, sustum kazandım
Susarak büyüdüm, büyüyorum, yaşlanacağım
Kara toprağa iskeletimle yaslanacağım
Denizden okyanusa ruhumla yüzeceğim
Okyanus derinliklerine gözyaşımı gizleyeceğim
Silah konuşunca güle kan değer
İnsanlık susunca şeytan kol gezer
Açığı görünce çalınır mallar
Kilitli kapıya masum gözükür
Can yakan dünyasın, bide yakmayan
Onu kapatmak hevesim
Hayatım açılmaya doğru gider
Onları delirtmeye çalıştıkça
Kendimi akıllandım sayarım
Aslında iki tarafta akıllıdır
Veya deli bilinmez
Eğer o adamı insan edebilirsen
Türk tarihinin gerçek kahramanısın
Edemezsen yüz karasısın
O halde zaman
Dünya gibi dönsün
Ya vatan yeniden şaha kalkacak
Yediğim lokmalar büyüyor
Ecel yurduna gidiyorum
Zıkkımın kökünü içiyor
Ecel yurduna gidiyorum
Kainatta yalnız biriyim
Başı alıp gitmeseydin
Gül efendim neredesin
Elimi bırakmasaydın
Can efendim neredesin
Kurşun sıkıp yarınlara
Canımın çift gözleri dolup
Resmini çekerek göndermiş
Benimde yüreğim ağlayıp
Dağ arkasına efkar başmış
Kim doldurdu güzel gözleri
Ölsem de kurtulsa
Gelmiş geçmiş asır
Kan şarabı içse
Yüreği küflenmiş nasır
Herkesin derdi çokmuş
harkuleda tebrık edıyorum