Ben geberene kadar
Ya şu millet insan olacak
Yada bu lanet gözler
Kapanmadan kalemim kırılacak
Son söz hayatın
Ya şeytanca duygusu
Saçım boşuna ağarmayıp
Dişlerde yok yere dökülmedi
Yüz rastgele kırışmayıp
Bağırsak, mide hiç yere dağılmadı
Siz başbakanla öpüşürken
Ben halkla dövüşüyorum
Uçmak istiyor yaralı gönlüm
Sokağında, caddende, mahallende
Gece gözünle yıldız
Güzel yüzünle ay
Tebessümünle güneşimin doğmasını
Kahvaltımı balkonunda yapmak istiyorum
Atatürk gibi adamım
Öyle kolay kolay gitmem ayağına
O yanıma gelecek
Özel davetiye beklerim
Herkese kapım ardına kadar açıktır
Gelmesini, kendini, halden anlamasını bilene
Atın beni denizin tam ortasına
Bensiz dönün geri
Erken başlasın insansız hayat
Bendenizi ziyarete gelirken
Sağ elinizde yüz ellilik
Sol elinizde de
Siyasetin sabununu köpükleştirip yüzüme sürdüm
Yüzüme ne olduysa sokağa çıkamadım
Anladım ki Türkiye’yi siyasetten arındırmak lazım.
Edalı duruşunu sevdiğim
Neredesin bu aralar
Dilek dilenmez mi güzelliğine
Her gün seni diliyorum
Asaletini dünyanın kıskandığı
Uykusunu sana terk ettiği.
Sarı saçlarıyla rüzgar estirir dağlara
Bahçe yanağıyla güller açtırır bağlara
El kalbinde vatanı için düşer yollara
Kahpeyi lanetlemekten küser yıllara
Asena’m Asena’m kurt bakışlı Asena’m
Hiç bir anını unutmadım ki
Sadece unutmak zorunda kaldım<
Çünkü bugün özel günden
On sekiz şubat
Senin doğum günün
Bana yaklaşmak için
İktidarın değişmesini bekleyen
Asıl iktidar benim
Ben mazlumların adamı
Sevdanın deli çocuğu
Dağın azgın kurduyum
harkuleda tebrık edıyorum